1925 yıllarında Kiğı’da vatani vazifesini yapmakta olduğu sıralarda tanıştığı Kiğı müftüsü ve aynı zamanda Nakşibendi tarikatı şeyhlerinden Muhammed Nurettin Hazretleriyle tanışmış, onun en gözde müritlerinden ve vefatından sonra halifelerinden biri olmuştur.
Böylece bu tanışma Mehmet Naim Efendiye batınî ilimlerin de kapısını açmıştır.
Artık o daha genç yaşında çevresinin büyük hürmet ve teveccühünü kazanmış ulema-ı kiram, mürşid-i azamdır.
Yaklaşık 20 yıl medresede tahsil gören Mehmet Naim Efendi, Paynıklı Hasan Efendi ile Zahit Mahallesinden Hasan Efendiden ders almış, fıkıh ve hadis ilimlerinde kendini yetiştirmiştir.
Bilgi sahibi olduğu bu ilimlerle ilgili kendisine soru sormak, fikir almak için çevre illerden gelen birçok kişiyi misafir ederek bilgilendirmiştir.
Bayburt Ulucamide İslam ilimleri konusunda hocalara yıllarca ders veren Mehmet Naim Efendi’nin boş vakti olmazdı, sürekli okurdu.
Dedem mizaç itibariyle haşmetli bir o kadar da merhametliydi. Kendisinden sitayişle bahsedildiğinde hemen tepki gösterir, eleştirildiğinde ise tebessüm ederdi.
Takvaca yaşadı, Allah’ın emirleri ve hadislerin ışığı altında hayatını tanzim etti. Din ve dinayetten asla taviz vermedi. Dünyaya hiçbir zaman tamah etmedi.
Mehmet Zahit Kotku Hazretleriyle birlikte 1972 yılında İstanbul’da İskenderpaşa camisinde riyazata girmiştir.
İnsanlara, Allah için 5 vakit namazınızı eda edin, ananıza babanıza muhakkak itaat edin, vermiş olduğunuz sözü yerine getirin, faizden kaçının, gençliğinizi Allah yolunda harcayın şeklinde tavsiyelerde bulunurdu. Resulullah Efendimizin en büyük nasihati yalan söylememektir, sözünü çokça zikrederdi.
Mehmet Naim Efendinin babası Muharrem Ağa alışverişini yapar, aldığı yiyecekleri zenbilin içinde eve gönderirmiş. İşte yine bir alış verişten sonra yanından geçen komşularından bir zat zenbilin içerisinde neler olduğunu sorar. Muharrem Ağa da ‘Ne olacak, kıvır-zıvır bir şeyler var.’ diye cevap verir. Kıvırzıvır Mehmet Efendi deyimi bundan sonra böylece devam edip gitmiştir. Bu deyim babası Muharrem Ağadan ziyade oğlu Mehmet Naim Efendi için kullanılmıştır.
Hayatı hakkında çok ibret-amiz menkıbelerin, pek çok faziletli hadiselerin bilindiği Mehmet Naim Efendi 14 Kasım 1997 yılında Hakkın rahmetine kavuşmuştur.
Naci AHISKALIOĞLU : Yakın bir zamanda Bayburt Kültür Derneğini kurdunuz. Derneği kurmak fikri nasıl oluştu?
Abdulcelil KAHVECİ : Evet derneğimiz henüz yeni ancak dernek yönetimindeki arkadaşlarımızın heyecanı, azmi ve insanımızın duyarlılığı bizim şevkimizi daha da artırıyor. Çevremizde memleketini bu kadar çok seven ve hiçbir maddi katkı beklemeden çalışmaktan zevk alan insanları bir araya toplamak görevi de bizim üzerimize düştü.
İlimizin yok olmaya yüz tutmuş kültürel değerlerine sahip çıkarak bunları yeni nesillere aktarmak, tarihi-kültürel değerlerini araştırarak ilimizin tanıtımını en doğru, güzel şekilde gerçekleştirmek ve özellikle eğitim konusunda bir katma değer oluşturmak derneğimizin kuruluş amaçlarından birkaç tanesi.
Naci AHISKALIOĞLU : Sizin Bayburt aşığı ve çok aktif bir insan olduğunuzu biliyorum. Bugüne kadar dernek olarak gerçekleştirdiğiniz faaliyetler nelerdir? Bayburt Kültür Derneği olarak başka ne tür faaliyetler planlıyorsunuz?
Abdulcelil KAHVECİ : Öncelikle çok teşekkür ediyorum. Bayburt adına bir şeyler yapabiliyorsak ne mutlu bize.
Derneğimiz 6 aylık süreç içersinde ihtiyaçlı köy okullarımıza kırtasiye, kitap, önlük gibi yardımlarda bulundu. Bayburtlu birçok üniversite öğrencisine burs imkânı sağladı. İşsiz gençlerimize iş imkânı oluşturmak için Avrupa Birliğine proje hazırladık. İnşallah kısa sürede olumlu cevap almayı umuyoruz.
1916 yılında büyük komutan Halit Paşa namı diğer Deli Halit Paşa idaresindeki kahraman askerlerimiz ve Bayburtlu milis kuvvetlerimizin düzenli Rus ordularına karşı Kop Dağındaki mücadelesi, Mareşal Fevzi Çakmak Paşanın II. Plevne olarak isimlendirdiği Kop Savunması da bizim için büyük önem arz ediyor. Bu doğrultuda birçok araştırma ve çalışma yaptık.
Tarihi belge ve bilgilerin yer aldığı dosya ile Kop Şehitliğinin milli şehitlik olması, savaş alanındaki siperlerin, mevzilerin Çanakkale Şehitliliğinde olduğu gibi düzenlenmesi noktasındaki taleplerimizi Dernek olarak Cumhurbaşkanımız sayın Abdullah GÜL’e ilettik.
Cumhurbaşkanlığı genel sekreterliğinden derneğimize ulaşan yazıda konuyla ilgilenildiği ve Milli Savunma Bakanlığına gerekli çalışmaların başlatılması için bilgi verildiği ifade edilmiştir. Burada Cumhurbaşkanımız sayın Abdullah GÜL’e hassasiyetinde dolayı bir kez daha teşekkür ediyorum.
Yine ilimize ait tüm bilgi, belge, kayıt ve istatistikleri içinde barındıracak olan Bayburt Hafıza Merkezi çalışmalarını başlattık. Bu doğrultuda öncelikle tüm kütüphanelerden ilimize ait belge ve bilgileri toplamaya başladık. Tabi bu uzun soluklu ve meşakkatli bir çalışma. Bu çalışmalara www.bayburtkultur.com Web sayfamızdan ulaşmanız mümkün olacaktır.
Derneğimiz eğitim, kültür, tanıtım, araştırma faaliyetlerine sizlerden aldığı destekle devam edecektir. İlimizin tarihi, kültürel ve turistik değerleri üzerinde ciddi, profesyonel ve akademik çalışmalara ihtiyacı var. Yapılan çalışmaları araştırdığımızda pek iç açıcı bir sonuca ulaşamadık.
Yayınlanan eserlerin sayısı 10’u geçmiyor. Hâlbuki ilimiz tarihi-kültürel açıdan büyük hazinelere sahip. Bu hazineleri bulup, gün yüzüne çıkaracak tüm araştırmacı, yazar ve akademisyenlerimizi bu meyanda çalışmalar yapmaya davet ediyoruz.
Dernek olarak ilimizin gerçekten ihtiyacı olan bir de 1000 fidan 1 Orman isimli bir ağaçlandırma çalışmamız var. İnşallah bahar aylarında bu çalışmayı da tüm Bayburtluların desteğiyle gerçekleştireceğiz.
Derneğimizin planladığı diğer faaliyetler arasında ilimizin tarihi, kültürel ve turistik değerleri, sosyo-ekonomik durumu konularında konferans, panel, sempozyumlar, akademik proje çalışmaları yer almaktadır.
Naci AHISKALIOĞLU : Derneğiniz İlköğretim Okulluları Arasında adında bir yarışma başlattı. Ayrıca Türkülere emeği geçenleri de unutmamışsınız. Bu çalışmanızla ilgili olarak duyum alan birçok insan olumlu konuştu, yarışmayı heyecanla bekliyorlar. Bu fikir nasıl ortaya çıktı? Bu yarışmanın amacı nedir
Abdulcelil KAHVECİ : Evet gerçekten bizi de heyecanlandıran bir çalışma. Tabi türkülerimiz bizim kültürümüzün en önemli unsurlarından. Maalesef gereken duyarlılığı göstermediğimiz için Kavurma Koydum Tasa, Yaram Var Benim, Deli Kız Sinin Geliyor gibi birçok türkümüz Erzurum repertuarında görünüyor. Bahsi geçen eserleri yöremize kazandırılması için rahmetli büyüklerimiz mücadele vermiş fakat TRT’nin Erzurum’da olması hasebiyle Erzurumlu sanatçılar bunu engellemişler.
Çalışmamızda bu eşsiz türküleri besteleyen, derleyen, türkülerimizin dilden dile dolaşarak günümüze kadar gelmesini sağlayan Remzi ÇAVULDAK, Zakir PEKSERT, Recep KIRICI, Mustafa AHISKALIOĞLU gibi büyüklerimize de yer ayırdık.
Bu çalışmanın asıl amacı tabi ki yarışma değil, maksadımız Bayburt Türkülerini gündeme getirerek, çocuklarımızın kendi yöresinin türküleriyle yetişerek büyümesine bir nebze de olsa vesile olmak ve birbirinden değerli bu türküleri çocuklarımızın yorumlarıyla dinlemek. Yarışmaya katılım beklediğimizin üzerinde oldu.
Şu ana kadar 14 okulumuzdan katılımcı var. Nisan ayının ilk haftalarında gerçekleştirmeyi hedeflediğimiz bu çalışmaya destek veren tüm okullarımıza ve öğrencilerimize burada sizin aracılığınızla teşekkür ediyorum.
Naci AHISKALIOĞLU :Bayburt, Kop Şehitlerine ne zaman yürüyecek? Niçin Yürüyecek?
Abdulcelil KAHVECİ : Kop Savunmasını gündemde tutmak amacıyla dernek yönetimindeki arkadaşlarımızla yaptığımız sohbetlerde birçok orijinal fikir gündeme geldi.
Bunların arasında Kop Şehitleri adına her yıl düzenlenecek Geleneksel Kop Şehitleri Kayak Turnuvası, Kop Savunması Konulu senaryo yarışması, belgesel, tiyatro ve son olarak da ‘Bayburt, Kop Şehitlerine Yürüyor’ çalışması.
Amatörce de olsa Kop Savunması Belgesel çalışmasını hemen hemen bitirdik. Bu anlamda profesyonel yapımcılarla görüşerek Kop Savunması Belgeselini çekmelerini istedik. Birkaçından olumlu cevap aldık. İnşallah kısa sürede hem belgesel hem de film çalışmaları başlar.
Bayburt, Kop Şehitlerine Yürüyor faaliyetimizi de Kop Savunmasının en şiddetli geçtiği mayıs ayında yapmayı planlıyoruz. Yine tüm halkımızın desteğini alarak İnşallah birlikte Kop Dağlarında vatanını savunmak için gözlerini kırpmadan canını feda eden şehitlerimizin anısına bu faaliyetimizi gerçekleştireceğiz.
Bayburt Kop’a yürüyecek, çünkü Kop Savunması tarihimizde çok önemli bir yere sahip olmasına rağmen gereken ehemmiyet verilmemiş, hakkında pek fazla bir şey yazılmamış. Yani insanlar burada yapılan ve II. Plevne olarak adlandırılan bu müthiş savunmadan, burada vatanını kahramanca savunan büyük komutanlardan, şehit düşen birçok vatan evladından bi-haber. Amacımız uğrunda binlerce şehit verilmiş olan bu mücadeleyi unutmamak ve unutturtmamak.
Naci Bey size, Haber 69 Dergisine ve www.bayburtrehberi.com sitesine bu güzel sohbet vesilesiyle teşekkür ediyor, yayın hayatınızda başarılar diliyorum.
Naci AHISKALIOĞLU : Sayın Celil Kahveci, bu güzel kahve tadındaki sohbet için, ben teşekkür ederim. Siz ve sizin gibi değerli insanlar "Bende bu dağların nesine geldim" diyenlerden değil, "Bu dağlar, bu memleket bizim, hep beraber yeşertelim" diyenlerdensiniz.