Yükleniyor... Önceki Sayfaya Geri Dön

Foto Yavuz (Hacı Ahmet Yavuz) - Ropörtajı
1743

Röportaj Konuğu : Foto Yavuz (Hacı Ahmet Yavuz)
Röportaj Tarihi : 31.12.2010
Röportor : Naci Ahıskalıoğlu
Konu : Ropörtajı

1926’da Bayburt’ta doğan, Foto Yavuz’un babası Mahmut Yavuz, Bayburt’un Kırtasor (Kozluk) köyü muhtarıdır. Beş çocuk babası olan muhtar Mahmut’un çocukları 3 kız 2 erkektir. Geniş bir aileye sahip olan Foto Yavuz,  ilk evliliğinden 3 erkek ve 2 kız, 1962’deki ikinci evliliğinden de 2 kızı olup, 60’tan fazla toruna sahiptir.

Fotoğraf makinesiyle ilk tanışma: Erzurum Dumlu’ya 1946’da askere gittim.Temmuz 1947’de Bölük Komutanım Yüzbaşı Cevat Girgin, beni Bölük Fotoğrafçısı seçti. Tarihi fotoğraf makinesi (Zeıssıkon 6 x 9) bana verdi ve fotoğraf çekmeyi bana öğretti. Bu makine hala bendedir, tarihi eser olarak duruyor. Makina 8 resim çekerdi.Bir kutu gelirdi. içinde 100 adet film olurdu. 8’e böler, filmi kullanırdım. 4-5 ay bir kutu filimle idare ederdim. Bu makineden sonra 36 poz çeken 1951 yapımı, (Layka) fotoğraf makinesi çıktı. 1949’da terhis oldum. Bölük komutanımdan Allah razı olsun çocuklarımın istikbalini kazanmamı sağladı. Albaylıktan emekli oldu. Komutanımın çocuğu yoktu, hem kendisi hem de eşi, beni çocukları gibi sevdiler. Askerden sonra, komutanım ve eşi Bayburt’a gelip, 15 gün misafirim oldular.

Zonguldak’ta mesleği ilerletme yılları, Hürriyet Gazetesi muhabirliği: 1950’de Zonguldak’a gittim. Zonguldak’ın en büyük fotoğrafhanesine işçi olarak girmeyi başardım. Altmış bin işçi kontratlı maden ocaklarında çalışıyordu.  Fotoğrafhanenin sahibi Zonguldak Belediye Başkanı Nazmi Baysal idi. Aynı zamanda bizim ustamızdı. 6 tane kız, bir de ben, fotoğrafhane bölümünde çalışıyorduk. 7 yıl bu fotoğrafhanede çalıştım. Maden ocaklarında resim çekmek için flaş yoktu. Kordonlu fiş yapar, flaş yerine kullanırdık. Ustam çok zengindi. Oğlu Amarika’da fotoğrafçılık üzerine okudu. Askere gitmek için Türkiye’ye geldiğinde, tayini Ankara’ya çıkmıştı.Cumhurbaşkanı Celal Bayar Almanya’ya gidecekti, tercüman olarak bizim ustanın oğlunu Almayanya’ya götürüyorlar. Babasını aradı baba Almanya’ya gidiyorum bir isteğin varmı? Babası da; oğlum gazetelerde okuyorum Almanya’da flaşlı fotoğraf makinesi çıkmış varsa bize bir tane al, yolla. O yıllarda fotoğraf makinelerinde filaş yok. Flaşın ne olduğunu ben bilmiyordum, bir hafta sonra bir kutu geldi. Ustam, “Ahmet bu senin, flaşı sana getirttim”. Kaç para dedim. “250 lira” dedi. Bu çok para dedim, “konuşma” dedi bunu sana ben aldım, sonra parasını ödersin. Bir hafta sonra Yardım Severler Derneği, 150 çocuğu sünnet ettirdi, onların resmini çektim, flaşlı makinenin parasını bir haftada ödedim.

1954’te Zonguldak’ta İngilizlerin kömür işletme firması vardı. Şoförleri Gümüşhane’li idi. Beni alması için göndermişler. İngiltere’de İngiltere, Kraliçesinin taç giyme töreni varmış, Zonguldak’ta bulunan İngilizler de kutlama yapacaklarmış, o gece sabaha kadar onların fotoğraflarını çektim. Aynı yıllarda Ürdün Kral’ı öldü.Yerine oğlu geçmişti, 20 yaşlarındaydı, Zonguldak’a gezmeye gelmişti, birçok fotoğrafını çektim . Zonguldak, Hürriyet gazetesi, muhabirliği yapıyordum. Çektiğim resimleri haber yapıp Hürriyet gazetesine gönderiyordum, gazetede yayınlanıyordu.

Bayburt’ta dönüş ve ilk fotoğtafhane: 1957’de Bayburt’a geldim. Zahire Meydanında fotoğrafhane açtım. Sokak bomboştu, in-cin top oynuyordu. Millet hayret etti, o yıllarda imkanı var mı? Kadınlar fotoğrafhaneye geldimi, çok ayıplanırdı, ahlaksızlık derlerdi. Bu adam burda put yapıyor, dükkanına girmeyin komünistlik yapıyor, dininizden olursunuz derlerdi. Sonra, cadde canlanmaya başladı, bir fotoğrafçı caddeyi nasıl şenlendirdi dediler.Türkiye’nin en ünlü kabadayısı Of’lu Osman, 1966’da evlenmiş, hanımıyla fotoğraf çektirecek, gece 12’de fotoğrafhaneyi açtım. Bütün sokakları gözetlediler kimsenin görmemesi için. Dedikodu çıkmasından korkuyorlardı, görülürse Bayburt halkı ayıplardı. Bir çok Bayburt’un kartpostalını çektim. Kartpostal resimlerin moda olduğu dönemde İstanbul, Ankara, İzmir’den sonra en çok kartpostal resim Bayburt’un vardı. Hep ben çekmişimdir. Şu an, o filmlerin hepsi arşivimde saklıyorum, 50 kadar kartpostal var, 250 bin adet basardım, kartpostal resimle, Bayburt’u dünyaya tanıttım. Ne zamanki cep telefonları çıktı, kartpostal işi de tarih oldu.

Adnan Menderes fotoğrafları: 1957’de 16 ilçe il olacaktı o zamanın Başbakanı Adnan Menderes, bütün ilçeleri Ankara’ya davet etti. Demokrat Parti Bayburt  İçe Başkanı  Mustafa Turgut ile Kenan Koç, dükkana geldiler, şu teklifi yaptılar “ Başbakan Menderes’le 100 fotoğrafımızı çek 1000 lira verelim” Kabul ettim dükkanımı kapattım, beni Ankara’ya götürdüler. Denilen  100 fotoğrafı 5-6 günde çektim, fakat paramı alamadım, sadece kârımız Adnan Menderes’in fotoğraflarını çekmek oldu. 

İlk renkli fotoğraf: 1960 yılında ilk renkli fotoğrafı, İstanbul, Şişli, Vali Konağında yaptılar, duyar duymaz merak ettim soluğu İstanbulda aldım. Yanımda getirdiğim filmleri burada bastırdım, Bayburt’a döndüm, fotoğrafı renkli görenler hayretler içinde kaldı, kimse inanamadı. Sık sık İstanbul’da renkli fotoğraf yaptırdım.

1961 yılında Gümüşhane’de fotoğrafçı yoktu, Gümüşhane Valisi, beni Gümüşhane’ye davet etti kızının düğün fotoğraflarını çektim.


Bayburt’ta ilk bayan kuaförünün açılması: Ayrıca Bayburt’a iki hizmetim daha var.1966’da Şimdiki işyerimize taşınmıştım, kadınların fotoğrafhaneye gelmesi çok ayıptı, kötülerdiler. Bayburt’ta kadın kuaförü yoktu.Bayburt’a subaylar geliyor ne mutaassıp memleket derlerdi. Subay  eşleri meydanda gezerler, bu memlekette hiç bir şey yok diye yakınırdılar, zoruma giderdi. Bir arkadaşım Trabzon’dan gelmişti, fotoğrafçıydı. Hanımı ölmüştü. Kızı kuafördü.Arkadaşıma dedimki senin kızın gelsin bütün masraflar bana ait, bütün geliri de kızının olsun bir dükkan açayım. Arkadaşım kabul etti, kızı Bayburt’a geldi. Benim kızım, onun yanında kuaförlüğü öğrendi, o zamanlar Bayburtlu kadınlar gizliden astsubay gazinosuna kuaföre giderdi. Trabzonlu arkadaşımın kızı 2 yıl burada kaldı, benim kızımla kuaförlük yaptı. Belediye hoparlörüne ilan verdik, subay gazinosuna giden bayanlar bizim kuaföre gelmeye başlayınca, bu sefer dediler ki; Foto Yavuz kafir salonu açtı. Fotoğrafhaneyi açarken “komunist” olmuştum. Bayan kuaförü açınca “kafir” dediler. Dükkanın üst tarafını kuaför açtım, birde arkadan kapı açtım dükkana, bayanlar arka kapıdan gelip saçını yaptırırdı. Gelinle-damat ayrı ayrı gelirdi, gelin arka kapıdan girer saçını yaptırır kimseye gözükmez, damat ön kapıdan girer birlikte düğün fotoğrafı çektirir, her ikiside ayrı kapılardan çıkardı. Ayıplanmaktan insanlar korkardı. Beni “putperest, koministlik” ile fotoğraf çekilenleri edepsizlik, ahlaksızlıkla suçlardılar. Neler çektiğimi bir ben, birde Allah bilir!

Televizyon Bayburt’ta

TRT, 1976’da, Erzurum ve Trabzon’da paket yayını çekti, ben de Trabzon’dan televizyon getirdim, açtım bir şey göstermiyor. İstanbul’a gittim.Gittiğim bir yerde baktım televizyon  yayın işini konuşuyorlar, kendi kendime tam aradığım şey bu dedim. Oradakilere selam verip, ben Bayburtluyum diyip kendimi tanıttıktan sonra, konuyu anlattım; Televizyon’u kurdum yayın yok, Bayburt’tan yayını nasıl izleriz? dedim. Erzurum’a doğru istasyon varmı? diye sordular, yok dedim. İzmir Ödemiş’te istasyon kuran biri var dediler. Onu bulup kurdurman lazım. Uzun zaman Bayburt’a kaymakam gelmedi. Kaymakamın yerine Naci Piri bakıyordu. Yayın konusunu Naci Bey’e açtım. Mart ayı idi, o da dediki; “Dur bir Albayla konuşayım” dedi. “O yardımcı olsun sana” Albayla konuştuk oda Binbaşı görevlendirdi. Televizyon istasyonu için bir komite kurduk. İzmir’e gittim, adamı buldum. Uyku uyumadan 3 günde adamı İzmir’den aldım geldim. Müteahhit Osman Çubukçu, ben ve İzmir’li, Kop Dağı’na çıktık. Cihazı kurduk. Danzut (Darıca Köyü)’un bir tepeye çıktık cihaz kurduk. Aslan Dağına gittik çok uğraştan sonra direği kurduk. Sinyal geldi Diyarbakır yayınını cam gibi yakaladık.

Yüzbaşı, geldi yayın güzel dedi. Her şeyi ayarlayıp Aslan Dağından Bayburt’a indik. Bir de baktık ki, cadde ana-baba günü. Şaşırdık kaldık,  Herkes yayını bekliyor, yayın açıldı. Gayet net gözüküyor. O zaman Erzurum’a paket yayın uçakla haftada bir geliyordu. Hava muhalefeti olunca uçak kalkmıyordu, yayın yapamıyordular. Biz yayınları Bayburt’ta canlı seyrediyorduk.

Bir sohbette “dağa kaç metre direk diktin?” dediler, şakadan “80 metre” dedim ciddiye aldılar. Foto Yavuz dağa 80 metre direk dikmiş diye bütün Bayburt’a  yaydılar. Erzurum, Aşkale ve Gümüşhane’den gelip hafta sonu burada kalıp, maç yayınını canlı  seyrediyordular. Esnaf para kazanıyordu, yinede bana bu “komünist”’in işleri diyordular.

İlk sergi ve ödüllü fotoğraf: İlk fotoğraf sergimi 2006 yılında Belediye Etkinlik Salonunda şenliklerde açtım. Fakat halkımız pek ilgi göstermedi, üzüldüm, çok değerli fotoğraflar vardı, herkesin görmesini isterdim, ilgi gösterilmedi.

Yakın yıllarda İstanbul’daki bir fotoğraf yarışmasına 50 yıl önce çektiğim “kotan süren çiftçiler” fotoğrafımı götürdüler, fotoğraf birinci oldu.

Fotoğrafçılıkta en önemli şey ahlaktır: Mesleği öğrettiğim insanlara ilk nasihatim, ahlaklı olmalarıdır. Yavuz Kuştu’ya Cilara’lı Çelik’e oğullarıma, torunlarıma; mesleği öğretirken ilk nasihatim bu olmuştur.

Anlatacağım bir olay, ahlakın ne kadar önemli olduğunu gösterecektir. Zonguldak’taki ustamın oğlu Amarika’dan  geldi,  4 yabancı dil biliyordu. İstanbul- Taksim’de fotoğrafhane açtı. Çok güzel bir yerdi, dünyanın masrafını yaptılar. O dönemin birçok ünlü insanı ustamın oğluna fotoğraf çektiriyordu. İşleri çok iyiydi. Ünlü sanatçı Perihan Altındağ Sözer’in fotoğraflarını çekerken kadına sarkıntılık etmiş ve bu olay bütün İstanbul’da duyulmuştu, yaptığı ahlaksızlıktan dolayı kimse o fotoğrafhaneye bir daha gitmedi, iflas edip o güzelim dükkanı kapatmak zorunda kaldı.

Her işin başı ahlaktır diyip, bütün okurlara ve hemşerilerime selam ve sevgilerimi gönderiyorum.
 
Adınız




Röportajlar
Son Eklenen Röportajlar

Salih Cengiz - Ressam
Salih Demir
Bülent ERDAŞ
Serhan Haşlak
Ahmet Karslıoğlu
Yaşar Aker
Foto Yavuz (Hacı Ahmet Yavuz)
Mehmet Öksüzer
Ahmet Şafak
Abdulcelil Kahveci
Tuncay Başaran
Hacı Ali Polat
Bayburt Belediye Spor Yönetimi
Berhan Şimşek
Bahattin Köse
Uğur Çoban
Kurban Yazıcı
Emin
Popüler Roportajlar

Salih Cengiz - Ressam
Salih Demir
Bülent ERDAŞ
Ahmet Karslıoğlu
Yaşar Aker
Foto Yavuz (Hacı Ahmet Yavuz)
Ahmet Şafak
Tuncay Başaran
Berhan Şimşek
Kurban Yazıcı
Emin