Röportaj Konuğu : Kurban Yazıcı
Röportaj Tarihi : 07.05.2010
Röportor : Naci Ahıskalıoğlu
Konu : Kurban Yazıcı
Bu röportajımızda sizlere uzun yıllardır Bayburt’ta iç içe yaşadığımız bu güzel insanları sizlere tanıtmak istiyorum. Bayburtlu olup ta gurbette yaşayan, yeni yetişen, nesil maalesef poşaları pek tanımamaktadır. Bakalım bizden bir parça olan şehrimizin güzel insanları nerden gelmişler, nasıl yaşarlar, örf ve adetleri nelerdir.
Eskiden tazı köpeği ve eşek poşaların en önemli vazgeçilmezleriydi. Tazıların soyu Türkiye ‘de tükenmek üzeredir, yeni yeni koruma altına alınıyor.
"Türk tazıları, ince bele, derin bir göğüse, küçük bir kafaya, uzun bacaklara ve kuyruğa sahip. Türk tazıları koşmak için yaratılmış diyebiliriz. Çok hızlı hayvanlar. Avını gördüğünde yakalamaması mümkün değil.
Osmanlı İmparatorluğu zamanında Kanuni Sultan Süleyman’ın avlarında Türk tazısını kullandığı biliniyor. Bayburt’ta yaşayan Poşalarda artık tazı köpeği yoktur.
Naci AHISKALIOĞLU : Sizi tanıyalım
Kurban YAZICI : 1966 Yılında Bayburt’ta Galer mahallesinde doğdum. Babam, Zülkarni Gezici Bayburt’ta doğdu ve 81 yaşında burada öldü. 100 -120 yıldır Bayburt’tayız Hınzeverek köyünden gelmişiz.
Naci AHISKALIOĞLU : Kaç hanesiniz?
Kurban YAZICI : Yaklaşık 30 haneyiz
Naci AHISKALIOĞLU : Geçiminizi nasıl sağlıyorsunuz?
Kurban YAZICI : Eskiden genelde erkekler elek, halbur (elek veya süzgecin derin yapılmış olanı) yapardı, kadınlarımız mahalleri köyleri gezerek satış yapardılar bunun yanı sıra inci boncuk satılırdı. Şimdi bir tek ben elek ve halbur yapıp satıyorum. Yazın, diğerleri çobanlık yapıyor, bayanlarda tekstil ürünleri köylerde satmaktadır.
Naci AHISKALIOĞLU : Kışın ne gibi işlerde çalışıyorsunuz?
Kurban YAZICI : Kışın pek çalışamıyoruz, Bayburt’ta iş yok kimimiz nakliye arabalarını boşaltıyoruz.
Naci AHISKALIOĞLU : Devletin sizlere yardımı oluyor mu?
Kurban YAZICI : Allah devletimize zeval vermesin kömürümüzü alıyoruz, yeşil kartımız var, her zaman yanımızdalar.
Naci AHISKALIOĞLU : Halkın size karşı davranışı nasıl?
Kurban YAZICI : Etle tırnak gibiyiz biz onları kırmamışız, onlarda bizi, komşuluk ilişkilerimiz yıllardır iyi bir şekilde devam ediyor.1980 Yılarından sonra içki içmeye başlayanlarımız oldu daha öncesinde içki içen yoktu içenlerinde kimseye zararı yok ama kimi insanımız rahatsızlık duyuyor.
Naci AHISKALIOĞLU : Örf ve âdetinizden bahsederimsiniz?
Kurban YAZICI : Dışardan kız alıp vermeyiz. Poşa olması şart. Bayburt lehçesi konuşuyoruz, erkekler pala bıyık bırakır, tespih çeker, çakmağa meraklıdır, eskiden teyp (kasetçalar) merakı çoktu, sekiz köşe kasket takarız, yumurta topuk ayakkabı giyeriz, tazı köpeği eskiden can yoldaşımızdı ava giderdik eşeklerimizle şimdi pek avlanmaya gidenimiz yoktur, tazıların üstüne tilki ve tavşan yakalayan köpek yoktur. Köpek besleyenlerimiz var, çoban ve süs köpeği besliyoruz şimdilerde. Bir tek ben at besliyorum, arabaya koşuyorum. Kadılarımız, başlarına çar örter(çember de denilen başörtüsü) üstleri normal giysilerdir Bayburt dışına çıktılarımı ehram örterler.
Naci AHISKALIOĞLU : Öğrenim durumu nasıl çocuklarınızı okutabiliyor musunuz?
Kurban YAZICI : Vallaha! Pek okuyanımız yok geçimimizi zor sağlıyoruz okuyan olsa da tüktük, yeni yeni üniversiteye giden var.Aslında okutabilsek çocukları çok iyi olurdu cahil kalmazdılar.
Naci AHISKALIOĞLU : Diğer illerdeki poşalardan akrabalarınız var mı?
Kurban YAZICI : Erzincan’da akrabalarımız çok genelde oradan kız alıp veriyoruz. Başka illerdeki poşalarla bir bağımız yok.
Naci AHISKALIOĞLU : İsmi ilginç olanlarınız var
Kurban YAZICI : Guduman, Möhör, Gülbek, Teyyar, Möhöt, Menemşe, Cevahir eze, Daşdan ve Kahri.
Kurban Gezici ye çaylarımızı yudumlarken gerçekleştirdiğimiz bu güzel sohbet için Haber 69 dergisi ve www.bayburtrehberi.com sitesi adına teşekkür ederim.
0 0