Bu ayki konuğumuz, Bayburt kültürüne yıllarca hizmet etmiş, Bayburt ile ağlamış Bayburt ile gülmüş türkülerle, barlarla büyümüş, sahnelerde yoğrulmuş sayısız folklor öğrencileri yetiştirmiş, büyük usta, herkesin saygı duyduğu Av. Yaşar AKER ile maziye yolculuk yapacağız…
 
Naci Ahıskalıoğlu : Yaşar amca, kendinizden bahsederimsiniz?
Yaşar Aker : 1932 doğumluyum. Babam emekli öğretmen Ahmet Hasbi Efendi. Rahmetli benim okumam için ölene kadar çalıştı, uğraştı ve beni okuttu. 3 yıl Arapça ve Farsça okudum. 1954’de asker oldum. Babamı 1955’de kaybettik. Askerden gelince kardeşlerimin hukuk tahsili yapmam konusunda talepleri ve ısrarları oldu. Ankara Hukuk Fakültesini bitirdim.12 sene hâkimlik mesleğinde bulundum ve daha sonra ayrılarak avukat oldum.

Naci Ahıskalıoğlu : Zor şartlarda okudunuz avukat oldunuz. Avukat olmasaydınız hangi mesleği tercih ederdiniz?
Yaşar Aker : Babamın ısrarı ve gayretiyle okudum. Babamın kendi sahası olan ticaretle uğraşmayı,  ticaret yapmayı tercih ederdim.
 
Naci Ahıskalıoğlu : Bayburt kültürünü, folklorunu en iyi bilen insanlardan birisiniz, türkülerle, Bayburt bar’ları,  sahne ve koro şefliğiyle haşır neşir olmanız ne zaman ve nasıl başladı?
Yaşar Aker : 1947 yılında, Bayburt Orta Okulu son sınıfta ilk defa sahnede bar oynamak ve türkü söylemek için bulundum. Sahnede ilk seslendirdiğim türkü Bayburt’tan “ Geydim Çarıklarımı” ve başka bir yöreden,“Kara Çadırlar Kuruldu” türkülerini okudum.

Koro halinde türkü ve şarkı söyleme ve söyletmeye 1953 – 1954 yıllarında başladım. Esası, benim baba evimde başladım. Evimizde gramofon ve Sadettin Kaynak, Hafız Burhan, Münir Nurettin Selçuk taş plakları eşliğinde kardeşlerimle koroya başlardık.

Naci Ahıskalıoğlu : Koro şefliği zor iş midir? Kimler koro şefliği yapabilir? Sizin zamanınızda sizden başka Bayburt’ta koro şefleri var mıydı? 
Yaşar Aker : Koro şefliği çok zor bir durumdur. Şefin usul bilgisi ve kulağının çok hassas olması şarttır. Bayburt’ta benden başka koro şefi yoktur.

Naci Ahıskalıoğlu : Uzun yıllar hizmet ettiğiniz Bayburt folklorun da kimlerle çalıştınız?
Yaşar Aker : Başta rahmetli Remzi ÇAVULDAK ve Zakir PEKSERT ile uzun yıllar Türk Sanat Müziği icra ettik. Türk Halk Müziği dalında, Recep KIRICI, Mustafa AHISKALIOĞLU, Abdurrahman KAYSERİLİ ve Binali SELMAN ile çalıştık.

Nihat KÖKLÜ, Osman ÇUBUKÇU ve Mevlüt ile Bayburt barlarının inceliklerini, bölgeye has figürlerini seyrederek, başta: DEVELİOĞLU Medet Efendi, DEVELİOĞLU Murat, namlı Fehim VAĞINDALI ve davulcu KARABEY’den Bayburt barlarını öğrendim.

Naci Ahıskalıoğlu : Sesinizin güzelliğini biliyoruz, sahnede şarkı, türkü söylediniz mi? Çaldığınız bir müzik aleti var mı?
Yaşar Aker : Gençlik yıllarımda, armonika, öğrendim ve çaldım. Gençliğimde Ankara’da usul ve nota dersleri aldım. Enstrüman olarak ud çalmaya çalıştım. 

Naci Ahıskalıoğlu : Sahnelerde yaşadığınız, unutamadığınız anınız varsa anlatabilirimsiniz?
Yaşar Aker : 1954 yılında özel bir toplantıda, o zamanlar Transit Otel olan, Kız Meslek Lisesi Salonunda 

Zakir PEKSERT, Remzi ÇAVULDAK ve ben küçük bir fasıl yaptık. Gümüşhane valisi de davetliler arasında idi. Bu fasıldan çok hislendi ve benden “Derdimi ummana döktüm” sözlü hicaz şarkıyı talep etti. Sazlarla şarkıyı söyledim, vali bey duygulandı ve bir konuşma yaptı. Konuşmasında: “İşte ben Gümüşhane’de sıkıldığım zaman eşim bana git Bayburt’ta moralin düzelsin” diyor.

Naci Ahıskalıoğlu : Rahmetli babam Mustafa AHISKALIOĞLU, internette bir yazısında şöyle bir sitemde bulundu. “Bazı televizyonlarda birçok kardeşimiz çıkıp Bayburt’u temsil ediyor. Bayburt çok ağır bir memlekettir, herkes temsil edemez. Temsili oyunlarımızı, barlarımızı oynuyor, türkülerimizi söylüyorlar ve kültürümüzü anlatıyorlar. Fakat izliyorum birçoğu yanlış, uydurma, kulaktan dolma. İyi programlara lafımız yok. Bilmemek ayıp değil, bilmiyorlarsa, beni kâlâ almayıp, bilgime başvurmayabilirler ama bu kültürü en iyi bilenlerin başında Av. Yaşar AKER ve Fahri YILMAZTÜRK, var. Bu değerli büyüklerimden sorup bir şeyler öğrenebilirler.” Fahri amcada, rahmetli oldu. Yalnız siz hayattasınız, Allah c.c size sağlık ve uzun ömür versin. Düşünceleriniz nelerdir?
Yaşar Aker : Bayburt’un kültürü, örf ve adetleri çok kaydı. Oyunlarını seyredemiyorum. Bizim oyunlarımız değil. Mahalli olarak türküleri de, sözleri de, hele hele müziği istemediğim şekilde bozulmuş. Toparlanması şarttır.

Naci Ahıskalıoğlu : Geçen yıl ilköğretim çocukları, Bayburt türküleri ile yarıştı. Bayburt türkülerine hizmet eden Remzi ÇAVULDAK, Zakir PEKSET, Recep KIRICI ve Mustafa AHISKALIOĞLU ’nu sinevizyon gösterimiyle tanıma fırsatını buldu.  Siz onur konuğu ve jüri üyesi idiniz neler hissettiniz?
Yaşar Aker : Çok duygulandım. Çünkü aradığımı bulamadım.

Naci Ahıskalıoğlu : Bayburt kültürüne hizmet eden gençlerimize neler önerirsiniz?
Yaşar Aker : Bayburt Kültürünün aslını bulmaya çalışsınlar gençler. Bir gün kültürlerini tanıyamaz olurlar…

Sevgi ve saygılarımla…