Yükleniyor... Önceki Sayfaya Geri Dön


Kategori : Siyaset
815

Gelecek 2.yaşını Kutladı


Mustafa Aker
Mustafa Aker
21.12.2021 14:29:58 Gelecek 2.Yaşını Kutladı

Gelecek Partisi'nin 2. kuruluş yıldönümünde konuşan Genel Başkan Ahmet Davutoğlu, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile birlikte ekonominin tek bir kişiye emanet edildiğini belirterek var olan politikaları eleştirdi. Davutoğlu, iktidara geldiklerinde yapacakları çalışmaları anlattı.
 
Gelecek Partisi kuruluşunun 2. yılını İstanbul'daki Yahya Kemal Beyatlı Kültür Merkezi'nde gerçekleştirdiği bir etkinlikle kutladı.
 
Partililere seslenen Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, hem 2 yıllık yolculuklarını değerlendirdi hem de iktidarın politikalarını eleştirdi.
 
'KİMİMİZİN EVİ KURŞUNLANDI, KİMİMİZ SOKAK ORTASINDA SALDIRIYA UĞRADI'
 
Davutoğlu'nun konuşmasından satır başları şu şekilde:
 
"Bundan 2 yıl önce 152 kurucumuzla birlikte, zorlu ama kutlu bir yola çıktık. Daha sonra bu yolda bana kadın, erkek, yaşlı , genç on binlerce vatan evladı umutla, azimle ve cesaretle katıldı.
 
Kimimiz kurucumuz Mehmet Aşan dostumuz gibi menzili görmeden Hakka yürüdü; kimimiz Kovid yatağından faaliyetleri sürdürmeye çalıştı, kimimizin evi kurşunlandı, kimimiz sokak ortasında çakalların saldırısına uğradı, kimimiz trol çaylaklarının baskısı ile ifade vermeye çağrıldı, kimimiz kendilerini rızkın sahibi zanneden gafillerce işimizi aşımızı kaybetti; özetle her türlü baskıya maruz kaldık.
 
En sonunda kuruluş günümüz olan 12 Aralık için mutabakat sağladığım Haliç Kongre Merkezimizde yıldönümü kutlamamıza da, otobüsümüzün davet anonsu yapmasına da engel çıkarıldı.
 
Onlara baskı, bize kararlılıkla direnmek, inançla yürümek düşer. İktidar baskıları da, medya ambargoları da, ismimizin yer almadığı anket formlarıyla kamuoyu yönlendirmesi yapan anket manipülatörleri de bizi engelleyemez. Bir gün onlar da Gelecek gerçeğini görmek zorunda kalacaklar.
 
İki yıl önceki kuruluş konuşmamda da vurguladığım gibi, Farklı yaşlardayız ama hepimiz genciz. Farklı inançlara mensup, farklı dilleri konuşan, farklı etnik kökenlerden gelen ancak bu aziz toprakları vatan bilen ve geleceğe birlikte yürümeyi şiar edinen bir topluluğuz.
 
Farklı kökenlerdeniz ama hepimiz eşit ve onurlu Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarıyız. Üç nesil olarak çok sancılar yaşadık, çok acılar gördük. Ama geçmişe değil geleceğe, nefrete değil sevgiye, öfkeye değil merhamete, korkuya değil ümide ayarlıyız.
 
'HER TÜRLÜ BASKICI REJİMİ TECRÜBE ETTİK'
 
Bugün sadece farklı siyasi partiler değil farklı siyasi zihniyetler yarışıyor.
 
Bir tarafta farklı ideolojik kimlikler altında son bir yüzyılın gerilimleri, rövanşist kutuplaşmaları üzerinden iktidarlarını sürdürmek isteyenler; diğer tarafta bütün bu yaşananlardan ders çıkararak insan onuruna dayalı yeni bir ufka yürümek isteyenler var.
 
Geçtiğimiz yüzyılı maalesef otoriter yönetimlerle kaos dönemleri arasındaki gelgitlerle kaybettik. Takrir-i Sükundan Tek Parti diktasına, Yassıada mahkemelerinden 12 Eylül darağaçlarına, 28 Şubat post-modern darbesinden 15 Temmuz hain darbe teşebbüsüne, otoriter yönetimleri meşrulaştıran geçiş dönemlerinden son yıllarda otoriterliği yapısal hale dönüştüren Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine kadar her tür baskıcı yöntemi tecrübe ettik.
 
Bu baskıcı yönetimleri meşrulaştıran kaos dönemlerinin ve tehdit senaryolarının acıları hala hafızamızdadır. Sağdan soldan idealist gençlerin toprağa düştüğü yetmişli yıllarda her kış 'komünizm gelecek' tehditleri ile yaşadıktan sonra bir güz sabahı 12 Eylül diktasına uyandık. Türlü mizansenlerle süslenmiş “irtica gelecek” senaryolarının işlendiği doksanlı yıllarda bir karakışta 28 Şubat cuntasının yasaklarıyla ve baskılarıyla kuşatıldık. Son yıllarda da “milli bekamız tehlikede” söyleminin örtmeye çalıştığı otoriter yolsuzluk düzeninin kıskacı altındayız. Son günlerde gündeme gelen ekonomik krizden OHAL yönetimi çıkarma çabaları bu kıskacın nasıl işlediğinin en çarpıcı örneklerinden birini oluşturmuştur.
 
'ÖNCE PSİKOLOJİK BİR DEVRİM GERÇEKLEŞTİRECEĞİZ'
 
İşte biz 'kaos ile baskıcı yönetimler' arasındaki bu kısır döngüyü kırmak için yola çıktık.
 
Bu kısır döngü teslimiyetçi anlayışlarla veya zahiri kurtarmaya dönük günlük politikalarla değil cesur bir yenilenme hamlesiyle aşılabilir.
 
Gelecek Partisi’nin amacı insana, zamana ve mekâna hakkıyla hitap eden kapsayıcı bir yenilenmeyi başlatmaktır.
 
Bu yenilenme hamlesi için önce psikolojik bir devrim gerçekleştireceğiz. Korku ve ümitsizlik, baskıcı yönetimlerin psikolojik gıdasıdır. Tanımlanmayan düşmanlar, bölünme, irtica veya kazanımları kaybetme gibi korkular, ekonomik krizi tetikleyen ama adı konmayan dış ve iç mihraklar halkta gelecek korkusu oluşturur, baskıcı yönetimlerin önünü açar.
 
'DÜŞÜN MİLLETİN YAKASINDAN'
 
Bugün de iktidar kendisinin cehaleti ve ehil olmayan kadroları üzerinden oluşturduğu ekonomik krizi bir taraftan dış mihraklara bağlayarak örtmeye çalışmakta; diğer taraftan krizin varlığının bile tartışılamayacağı OHAL ilanının altyapısını hazırlamaya çaba sarf etmektedir.
 
İşte buradan başta Sn. Erdoğan olmak üzere iktidar sahiplerine sesleniyorum: devleti yöneten sizsiniz. Bugün tek bir sent tek bir kuruş bir yerden bir yere havale edilse tespit edilebilen küresel bir ekonomik sistem var. MASAK, BDDK, SPK ve ekonomik istihbarat birimleri elinizde. Eğer birileri böylesi bir operasyon yapıyor da siz faili tespit edip ilan edemiyor ve cezalandıramıyorsanız acizsiniz; yok eğer böyle bir odak yok da siz kendi beceriksizliğinizi, cehaletinizi örtmek için bunları uyduruyorsanız halkı aldatıyorsunuz.
 
Her iki halde de meşruiyetinizi kaybetmişsiniz demektir. Düşün artık bu milletin yakasından.
 
'GENÇLERİN AKIN AKIN YURT DIŞINA GİTMESİ SİZİN OMUZLARINIZDA'
 
Ehil ve vatanperver Gelecek kadrolarının iktidarında kimsenin bu millete operasyon çekemeyeceğini, kimsenin örtülü veya açık bizi tehdit edemeyeceğini, kimsenin mal varlıklarımız üzerinden bize parmak sallayamayacağını, 'aptal olma' diye hitap edemeyeceğini göreceksiniz.
 
Sizin oluşturduğunuz bu korku ve kaos beklentisi iklimi gençlerimizin beyin göçü halinde yurt dışına gitmesine yol açıyor. Bu ülkenin kaynaklarını değerlendiremeyip onların dedelerini Cumhuriyetimizin 50. Yılında gurbetçi olarak Avrupa’ya gönderen iktidarların veballerinin misli ile fazlası Cumhuriyetin 100. Yılında bu gençlerin akın akın yurt dışına gitmesine yol açan sizlerin omuzlarındadır.
 
Bu vatanın evlatlarını yad ellere muhtaç ederek milletimize tarihi bir utancı yaşatıyorsunuz. Onların dedeleri niteliksiz işçi olarak gitmişlerdi, bugün gençlerimiz en iyi okulları bitirmiş nitelikli doktorlar, iş insanları, akademisyenler olarak gidiyor.
 
Geçen gün Londra’dan gelen bir dostum İngiltere’ye gitmiş olan ODTÜ'lü yüzlerce gencin orada bir dernek kurduklarını söyledi. Bu ülkenin ekmeği ile büyümüş, bu ülkenin öğretmenlerinin eğitiminde yetişmiş gençler eğer bir an önce yurtdışına gitmeye çabalıyorsa ve donanımlarını başka ülkelerin refahı için kullanıyorlarsa bunun sorumlusu onlar değil, bu ümitsiz iklimi yaratanlardır. 10 yılı aşan çetin bir eğitim ve ihtisas dönemlerinden sonra 5000-6000 TL yani takriben 300-400 dolar alan ve zor geçinen, kendini yenileyecek kitap bile alamayan bir doktoru geleceğini gurbet diyarlarında araması nedeniyle nasıl suçlayabiliriz? Kendisi zor geçinirken yanı başında iktidar partisinin genel merkezinde kokain tüketen, lüks arabalara binen türedi gençleri gören ve burada aldığı maaşın en az on mislini yurtdışında alma imkanı olan nitelikli bir mühendise kim kızabilir?
 
Gözümüzün nuru Aziz Gençler,
 
Bu partinin adını sizleri düşünerek 'Gelecek' koyduk. Önce özgürlük sonra onurlu bir hayat diye titreyen yüreklerinizin sesini duyuyorum. Baskı ve korku ortamı ile ruhunuzun daraldığını, iş ve aş kaygısıyla zihninizin bunaldığını görüyorum. Kapı kapı dolaşıp iş bulamadığınızı, ev genci olarak anılmaktan hayata küstüğünüzü, babalarınızın onuru incinmesin diye harçlık isteyemediğinizi, bir odada sizin diğer odada anne babanızın gözyaşı döktüğünü iktidardakiler hissetmese de biz hissediyoruz.
 
Herkesin susarak köşesine çekildiği bir dönemde her türlü baskıyı göze alarak Gelecek Partisi’ni kurmamızın ana sebebi sizsiniz. Biz bu partiyi kendi ikbalimiz için değil, sizin
onurunuz, sizin geleceğiniz için kurduk.
 
'BU GÜNLER GEÇECEKTİR'
 
Sizin yurtdışına iş aramak için değil bilgi ve tecrübenizi artırmak için gideceğiniz günleri birlikte inşa edeceğiz. Bu aziz ülkenin değersiz TL ile sizlere cehennem, yabancı ülkelerin gençlerine cennet olduğu bugünler geçecektir.
 
Başbakanlıktan ayrılmamla birlikte yarım bıraktırılan AB ülkelerine vize serbestliğini Gelecek Partisi iktidarında hayata geçirecek, genç girişimcilerimizin ufkunu açacak şekilde Gümrük Birliğinin güncellenmesini sağlayacağız.
 
İnsancıl diplomasi ile bütün dünyada saygı gören, barışçıl diplomasi ile çevre bölgelerde istikrara öncülük eden, küresel güçlerle dengeli ve akılcı ilişkiler kuran, uluslararası forumlara etkin bir şekilde katılan bir ülkenin vatandaşları olarak her yerde ve her zeminde başınız dik dolaşacaksınız.
 
Geleceğimizin enerjisini bünyesinde taşıyan onurlu gençler,
 
Gelin saflarımıza katılın ve kapkaranlık bir geceden sonra doğacak güneşi, karakıştan sonra gelecek baharı birlikte selamlayalım.
 
Bu devlet kimsenin şahsına değil milletin şahs-ı manevisine aittir.
 
Bu devlet Niğdeli Ömer Halis’in, Çorum’lu Erol’un, Trabzonlu Eren’in, Diyarbakırlı Yasin’in, Elazığlı Fethi’nin, Mardinli Aziz’in, İzmirli Tahsin’in, Sultanahmetli Halide’nin, Kastamonulu Şerife’nin, Erzurumlu Fatma’nın, Manisalı Makbule’nin, Çanakkale’li Akif’in, Kahramanmaraşlı Rıdvan’ın, Gaziantepli Şahin’in, Bitlisli İdris’in, Konyalı Celaleddin’in, Nevşehirli , Bursalı Osman’ı, İstanbullu Fatih’in, Ankaralı Kemal’indir"Dedi.
 


Kaynak : Bayburt Rehberi






Adınız