Yükleniyor... Önceki Sayfaya Geri Dön

Faruk Nafiz Kılıçalan
745

VAZİYET

Günaydın efendim, bu kısa makaleyi bir kaç yıl evvel yazmışım.. gelişen ve sürekli değişen gündem muvacehesinde, biraz güncelleyerek tekrar yayımlamak gereği duydum. Her gelen gün, giden günü aratıyor maalesef, her sahada, her manada. Sosyal, psikolojik, ekonomik, siyasal, ictimai ve iktisadi olarak sorunlar yumağı, çile olmaktan öteye geçti adeta.
Vaziyet bu iken; duyduğum, yada okuduğum andan bu güne, değerli bir gönül dostu, dava adamının şu ibretlik cümlesinin kalbime düşürdüğü elim yeis inkisârı hiç dinmiyor, diyordu ki muhterem; "Biz mizandan başka seçeneği kalmayan zavallı bir ümmetiz..."
Türkçe konuşup, Türkçe söyleseler de.. Farsça yazıp, Arapça amel eyleseler de, yine de birşey sayılan, Horasan talebelerini ve 'Nizamiye Medrese'lerini beri tutsanız.. o çok güvendiğin(m)iz müktesebatta ne kalır sevgili dostlar.. Çok haberdar ve bilgi sahibi olmasak da medeniyetimizin, her devir yaşam kaynağımızın menbaı orasıdır: Horasan; Fergana, Nişabur.. Kaşgar, Yenisey, Buhara... ve "Dört nala gelip Uzak Asya'dan bir kısrak başı gibi uzandığımız", Diyârı Rûm!.. Yani, <> Anadolu erenlerinin yetiştiği, 'sıksan' her karış toprağında mübarek "şühedâ"nın kanının fışkırdığı aziz Anadolu.
Maalesef, bütün bu güzellikler, bütün bu dünyayı aydınlatan, ziyalarıyla, batıyı asrileştiren medeniyet dün de kaldı ne yazık ki.. Ne Türklüğümüzden bir eser, ne İslamlığımızdan bir nişâne var.. "İki günü birbirine denk olan zarardadır", diyen Peygamberin Ümmeti yerle yeksan.. türlü siyasi ve sosyal imkânları, onca helâl kazanımları, değerli çalışmaları, kirli niyet ve nefsaniyetine kurban eden bir sürü adı "İSLAM" olan yobaz ve softa, bağnaz eyyamilerin; kozmopolit yevmiyeli militanların ucuz ve absürt hezeyanlarına zebûn edilen "zavallı bir ümmet!",, yahut millet.
Elimizde kalan ne..? Koskoca bir hiç.. Bu asil Milletin ve bu ekmel din'in aslî hüviyetine irca ve inkılap etmesi, nakli değil, aklî (Maturidi..) değerlerin öne alınması ve vahyin sunduğu nizâm, intizâm ve imkânlarla aynîleştirilmesi için, vatan şairi Namık Kemal'in 'intibâh', dediği, uyanış; rönesans (uyanış ve gelişme.. ) için, moda deyimiyle 'fabrika ayarlarına' dönmesi için.. ta ki üstün idrak ile yoğrulmuş bize göre, bizim tarafımızdan ve bizim için "rönesans"... ya da, başka bir yafta (hiç önemi yok) ile yeniden.. saadet asırlarında ne ise, onu.. İtikadımıza sonradan eklenen bidâtlar ve sair basit ve süfli eklemelerden arınarak, Kur'anın asli ve asil müjdesi ve mesajlarına öncelikle İslâmlığın ve milletimizin, sonra da insanlığın bir an evvel buluşmasını veya ulaşmasını sağlamak, yeniden dünyaya saadet asırlarını yaşatmak.. dünden bu güne her müslümana farz-ı ayn'dir!
Yoksa hemi bu alemde huzur ile yaşayacak, hemi dar û beka da yatacak yerimiz yok, vaziyet bu vesselâm.
 
Anladın ki yaşam bir tekâmüldür
Solundan sağına dönen ters dünya
Bir asır toplamı sayki bir gündür
Fırsatın miadı bolsa ne fayda
*
İnsanlık bir alem binit üstünde
Yedi kandil tekmil ümit içinde
Eğreti alemin sürgit deminde
Ruhsatın süresi dolsa ne fayda
*
Gönül sarayını yıkan gül isen
Nazenin bedeni yakan tül isen
Yürekte sönmeyen tüten kül isen
Ayarın yirmidört olsa ne fayda
*
Beşir'im ayarsız bozuk bu ayda
Çırpınır diz boyu küçümen çay da
Kalbi şikest olmuş dil-i hay hay da
Ebeden dünyada kalsa ne fayda
Beşiroğlu ...
Adınız


YAZARIN DİĞER YAZILARI TÜM MAKALELERİ



VAZİYET 2021-05-16 16:58:18
Güncel 2020-08-01 13:32:26
Ülkücüler Kardeştir 2019-11-06 18:26:30
Nurettin Topçu Ve Muhafazakarlık Üzerine 2019-11-06 18:24:26
Yetim Büyür 2019-11-06 18:21:46