Bir süredir yazmak istiyordum…
Mekke islamın merkezi.
Mekkenin merkezinde de kabe var…
Milyonlarca Müslüman oraya koşuyor, çevresini tavaf edip, hacı oluyor.
Bazıları ne kadar çok giderse; cennete o kadar çok yaklaşacağına inanıyor…
Aklıma takılan şey bu değil…
kabe’nin çevresindeki yapılar, hele bir raffles makkah palace var ki, mescid-i haram ve kabe manzaralı…
En üstteki odalardan baktığında;
Kabe nokta gibi gözüküyor…
Yirmi dört saat özel uşak hizmetiyle hac vazifenizi yerine getiriyorsunuz…
Elbette paranız çoksa… emre amade özel uşaklı, kabe manzaralı lüks mü lüküs odanızda…
Ne! ala müselmanlık!
Buhari’nin hac/81, umre/6, neşe-i menasik/77 hadisi aklıma geliverdi.
Yok yok! şimdi o hadisi sormayın, merak edenler açıp bakıversin, aynı konuda cabir’den aktarılan hadis de var, o iyice anlatılamayacak cinsten,
neyse, dönelim konumuza…
Padişah II. Selim buyurdu ki;
kabe etrafında, kabe’den yüksek yapılar tez den yıkıla!
Rahmetli bülent ecevit’in büyük dedesi Hacı Emin Paşa on yedi yıl Mekke Şeyhülislamlığında bulunmuştu.
Kabe etrafındaki revaklarda onun döneminde yapılmıştı, revakların yüksekliğinin kabe’den alçak olmasına özen gösterilmişti.
Şimdi Kabe, etrafındaki yüksek yapılar arasında boğuluyor…
şeytan bu ya!
Aklıma washington dc. yi getiriverdi, yani amerika’nın başkenti, başkentin merkezinde kongre binası var, kentin her yerinden gözükür ve hiçbir insan yapısı yapının, kongre binasından yüksek yapılmasına müsaade edilmez,
Yaa! sıkıysa yap!
Hadi!
Yaptırmazlar…
Kongre binası bir simgedir…
Kabe de öyleydi, emevi İslamı, vahabi İslamı, mollaların İslamı, siyasal İslamın derdi inanç değil, tek amacı paradır para!
Bu nedenle İslam dünyasında kan ve göz yaşının arkasında kirli, kanlı dolarlar var ve bu nedenle siyasal İslamın, insanlığa verebileceği olumlu hiç bir mesaj da yok…
(revak: üstü kapalı açık alan, sundurma)
