Yükleniyor... Önceki Sayfaya Geri Dön

Naci Ahıskalıoğlu
1473

Mustafa Ahıskalıoğlu Kaleminden Cemil Kanber

Bayburtun sevilen simalarından Cemil Kanber İçin rahmetli babamın yazmış olduğu yazıyı siz değerli okuyucularımla paylaşmak istedim, tanıyanlar umarım beğenir.

1941 Yılı veya 1942 doğumlu, Celaloğlu, Zümriye’den doğma Şeyhhayran mahallesinden aynı mahallenin çocuklarıyız. Biz 1949’da Camiikebir Mahallesine taşındık.Ben  1950 de Aşkale’ye ana dedemlerin yanına gittim, dört sene kaldım.

Aşkale’ye gittiğimde Cemil’in babası da Aşkaledeydi, maran yapardı. Cemil’de ara sıra babasının yanına gelirdi. Cemil’in birde ablası vardı Leman abla. O tarihlerde Ormancı Mahir ağabeyiyle evlenmişti. Daha sonra Cemil’in babası merhum olunca, eniştesi Mahir ağabeyi annesini ve Cemil’i Kelkit’e götürdü. Orada bir müddet kaldılar, sonra Cemil ve annesi Bayburt’a geri döndüler. Cemil’in okul yıllarını sınıf arkadaşları daha iyi bilir. Doğuştan muzip olan Cemil herkes tarafından sevilir ve dinlenirdi. Bayburt, Kelkit, Gümüşhane üçgeninde okul hayatını tamamladı. Arkadaşlığımız 1957 senesinde başladı. Dediğim gibi maceralı okul hayatını sınıf arkadaşları daha iyi bilir.

Gümüşhane’de okurken Bayburt ta gelmesi icap eder, Bayburtlu olan kamyon sahibi Cemili şoför maline bindirir, bu arada Bayburt’a  saygıdeğer bir Bayburtlu hemşerimizde gitmek ister. Cemil, yerini gelen büyüğüne vererek kamyonun üstüne çıkar. Biraz yol aldıktan sonra yağmur yağmaya başlar. Kamyonun üstünde birde boş tabut vardır, Cemil’in elbiseler yeni olduğu için yağmurdan zarar görmesin diye boş olan tabutun içine girer ve tabutta uyuya kalır. Cemil uyurken kamyonun üstüne, kamyoncu yoldan iki yolcu daha alır. Kamyonun üstünde  tabutu gören yolcular “vah vah Allah rahmet eylesin acaba gençmiydi” derler. Kamyon, Vavuk Dağına tırmanırken Cemil, uyanır ve derki acaba yağmur ketsimi bir bakayım der demez iki kapağı da  hızla açar, tabutun kapaklarını açıldığını gören iki yolcu bağırıp “ölii hortladiiii ! ölii hortladiiiiii !” Diyerek panik yapıp hızla giden kamyondan aşağı kendilerini atarlar. Cemil de şaşırır, hemen kamyonu durdurtur. Kamyondan inip, kanlar içinde kalan kaza zedelere yardım ederler, tekrar arabaya yaralıları bindirmek isterler. Hortlayan Cemil’i görünce bir türlü arabaya binmek istemezler, şoför, yaralılara, zar zor durumu anlatıp ikna eder. Bir taraftan kanlar içerisindeki kazazedeler hala korkmaktadırlar. Tekrar arabaya binerler, biraz ilerleyince araba Cemil kazazedelerle yolda olayı konuşur ve espriyi patlatır “yav neyettiz siz? az kaldı ölecektiz, heç ölenle ölünürmü.?” Yola devam edip Bayburt’a varırlar.

Cemil çok zeki bir insandı, hayal gücü fevkaladeydi, oturduğu yerde kafasına göre senaryo yapardı. Bir gün kurgusunu yaptığı senaryoyu uygulayarak sahneye koydu. Tam bir komediydi. Oyunun ismini de “Profesör Abuzittin”  koydu.

Sahnede bir ameliyat masası, ameliyat masasının üzerinden tavandan asılmış ameliyat olacak hasta, çok gadağlı hamur teknesi abajur vazifesi görüyor, 1adet felemenk çıkrığı,1 adet koyun bağırsağı, demirci ve nalbant penseleri,1adetde döner bıçağı. Asistanları, Orhan Ardahanlı ve Sabahattin Karaoğlu idi. Cemil, kebap bıçağıyla başlar ameliyata. Hastanın karın yarılır, bağırsağı çıkrığa sarılır, hastanın yaraları nalbant penseleriyle açılır profesör Abuzitin ve asistanları, bağırsağın çıkrığa sarma işlemini bitince, sıra gelir teşhisi koymaya.

Profesör Abuzittin, hastasına kanser teşhisini koyar. Çaresizlik içinde kalan profesör Abuzittin ve asistanlar yapacakları bir şey olmadığından başlarlar hasta için hüngür hüngür ağlamaya. Oyun esnasında Cemil’in müthiş esprileri, tıbbi taşlamaları insanları gülmekten kırıp geçirir.

Yine bir gece evine dönerken, evlerinin bitişiğinde bahçe duvarı vardı. Duvarda bir karartı, gölge görür yaklaşır, bakar ki Dursun Peksert’in oğlu, Cılız. Cılızı tanıyanlar bilirler felçlidir. Hogalın üstüne çıkan Cılız, kendini aşağı atmak ister. Cemil, duvara yaklaşarak gayet sakin bir şekilde “sakın sakın atlama, bak sonra bir yerini kırarsın” der. Cılız’ı ikna ederek hogaldan aşağıya indirir ve sorar “neydirdin orada? Yoksa anamı mı rotgenlirdin” der. Cılız’ı sağ salim yolcu eder.

Cemil’i, anlatmak benim için en zor konu, ne kadar detaylı anlatırsan anlat, yaşananları kelimelerle tarif etmek mümkün dışı kalıyor. Yakından tanıyanlar bilirler, filimler de, televizyon da, ne kadar komedyen  varsa onun yanında solda sıfır kalır.

Cemil’in çakır keyif zamanını yakalayanlar hemen çevresini sarar saatlerce onun sohbetine adapte olurlar.

Sevdiği Türküler vardı, “Eledim eledim höllük eledim, Eledim buğdayı da seçtim daneyi, Yarim İstanbul’u mesken mi tuttun ,Zakir Peksert’ten de Annem bağda ne var.”

O zamanki dünya liderlerini huzurunda toplayıp onları tokatlaması, azarlaması vardı ki! Bu mevzusunu kaleme almam mümkün değil. Dinleyenler bu mevzunu çok iyi bilirler.

Kendi mahallesinin kadınlarından kurduğu futbol takımının maçını naklen yayın yapardı. Birde çok ortaklı Ar Sinemasının isim kadrosundan futbol takımı kurar, onları lakaplarıyla naklen yayın yapardı.

Döviz paraları dışarı çıkmasın diye hacı adaylarını arap çölleri yerine, Konya Ovasına toplar, “çöl ise işte size çöl” esprisini yapardı.

Bayburt’ta gelmiş çeçmiş senatör, milletvekili ve belediye başkanları için birlikte nükteler yazdık, o zaman ben bu ikimizin yazdığı komik nükteleri müziğe dökmüştüm. Cemil ile birlikte benim atölyede bir kaset yaptık, kaseti yaparken yanımızda kimler yoktuki. Kaset elden ele dolaştı, çoğalttılar. Bazı dostlarımızda bu kasetten hala var. Kaset elinde olanlara ricam bir kopyasını bana gönderirlerse sevinirim, bendekini bir dosta verdim kayıp etti. Birde rahmetli Topal Sabri Sekmen’e birlikte iki adet ağıt yaptık, sözlerini birlikte yazdık. Ben, sözleri Kiziroğu Mustafa Bey müziğine uyarladım, birlikte kasede okuduk, Bayburt’un her yerinde bu konuşuldu.(TOPAL SABRİNİN AYAĞINI BALUĞ YEMİŞ GETMİŞ KUMANDANA DEMİŞ)

Cemil, askere çağrıldıkça tecil yaptırırdı.

Askere gitmemek için taki arap şehri olan İsvahan üniversitesine bile kayıt yaptırmıştı. Sonunda 1966’da asker oldu.1967’de çıkarma birliğindeydi, çıkarma olmayınca Cemil’de Bayburt’a geri döndü. Bir süre Erkek Sanat Okulunda çalıştı, daha sonra Hafız Mustafa Turgut’un Belediye Başkanlığı zamanında (1968-1973) Bayburt Belediyesinde su şefi olarak çalıştı. Son zamanlarda biraz rahatsızlık yaşıyordu. Ablasının kızı Funda doktordu, aynı zamanda bir doktorla evliydi. Funda, rahatsız olan dayısı Cemil’i çalıştığı hastaneden heyet raporu ile emekli etti. Emekli olduktan sonra hanımı, oğlu ve kızı ile birlikte İstanbul’a nakletti. Sık sık Ümraniye’den Şirinevler’e ziyaretime gelirdi. Şiir ve içinde türkü sözlerimin olduğu kitabımı okumak için götürdü, rahatsızlanıp vefat edince o, hengâmede kitabı bir daha alamadım. Ömrünün kalan kısmını Çamlıca’da Ali Altınbilek’in gazinosunda geçirerek noktaladı.

Bayburt’tan İstanbul’a nakledeceği zaman Terzi Turgut, abimiz ile telefonla görüşmüş, Terzi Turgut, Cemil’e “geleceğin zaman bana önceden  bildir” demiş. Cemil’de demişki “ne o ağabeyi, yoksa beni İstanbul’da bando takımı ile mi karşılayacan.”

Sık sık söylediği şiirler vardı.

Toplanın dostlarım öldüğüm zaman, riyayı yalanı bir kenara atın
Tutun tabutun bir kenarından, beni bir çukura fırlatın atın. (Orhan Seyfi  Orhon )

Titriyor İstanbul’un sevinçle her bucağı,
“Gel! “ diyor bir el gibi sana vatan sancağı;
Kapanıp öpmek için basacağın toprağı,
Bütün şehir bekliyor seni dizler üstünde. (Orhan Seyfi Orhon)

Anamdan doğalı görmedim Nusret
Bu nasıl taksimat bu nasıl Kısmet. (Celali Baba)

Özetlediğim konuları detaylarıyla anlatmak, yazmak bence imkansız, bu konu ve nicelerini Cemil Kamber’le  yaşamak lazım. Onu tanıyanlar esprilerini her yerde anlatırlar, o neşe kaynağımızdı, Bayburt’umuzun sevilen simasıydı. Cemil gibi bir insanın Bayburt’a bir daha gelmesi çok zor. Cemil kardeşimi ve vefat eden bütün arkadaşlarımı rahmetle anıyorum.

MUSTAFA AHISKALIOĞLU

 



 

Adınız


YAZARIN DİĞER YAZILARI TÜM MAKALELERİ



Mustafa Ahıskalıoğlu Kaleminden Cemil Kanber 2021-03-05 10:12:32
Kazancılık Eskiden Nasıldı 2020-10-27 09:21:21
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Elini Öptüğü Kore Gazisi Kemal Kalacoş 95 Yaşında Vefat Etti 2020-10-19 16:53:45
Yaşlı Konak 2020-08-22 17:29:38
Türkü Ustaları ve Unutulmayan Türküler 2020-08-13 09:18:26