Nevres Taştan
İşadamı
Kitre köyünden Öğretmen Hüsamettin Özkal'ın kızı. Yani kadim aile dostlarımızdan. 5 veya 6 yaşlarında tanıdığım daha sonraları sadece hayatı hakkında uzaktan malumat sahibi olduğum, ünüülkemizi aşmış, dünyaca bilinen değerlerimizdendir. Kişisel ve özel nitelikleri bakımından çocuklukta kalan çocuksu izlenimlerimden başka detaylı bilgi veremeyeceğimden; Bayburt'umuzun bir nevi hafızası ve arşivi olan yüz akımız, Bayburt Postası gazetesinden alıntıları buradan yazmak durumundayım.
Yaptığı çalışmalarla birçok yeniliğe imza atarak alanında öncü olan Semra (Özkal) Kahraman' ın adını, ilk kez 1994 yılında ulusal haber programlarında duyduk.
Başarılarını ise gazetelerden okuduk... Tam o yıllarda Türkiye, ilk mikroenjeksiyon (tüp bebek) bebeği Ceren'i bağrına bastığında; Bayburt, bir bilim insanının kendi bağrından çıkışına ilk kez tanık olacaktı . 1959 yılında Bayburt'un Kitre köyünde ailesinin ikinci çocuğu olarak dünyaya gelen Prof. Dr. Semra Kahraman'ın başarı dolu hayat hikâyesi, 3 yaşındayken kaderine mahkûm topraklardan ailesiyle beraber göçüp, İstanbul'a yerleşmesi ile başladı. Küçük yaşta “doktor olacağım ve hastamı uzak yerlere göndermeyeceğim ” diyerek geleceğe dair düşürdüğü çocuksu bir notla, farkında olmadan dünyanın uzak noktalarında şifa arayan insanlara umut kapısını aralayacak çalışmalarının ilk işaretini vermişti. Aslında her şey düşündüğügibi gelişecekti, fakat sandığı kadar kolay olmayacaktı… Hızlı ve zor bir hayat onu bekliyordu.
Öğrenimine, eğitimci olan babası Hüsamettin Özkal gözetiminde Gültepe İlköğretim Okulu'nda başladı. Beşiktaş Etiler Lisesini bitiren Semra Kahraman' ın içinde bulunduğu şartlar, eğitimine dair birçok isteğini köreltse de, öğrenme arzusu ve başarma azmi; onu ülkenin en nitelikli kurumları arasında gösterilen Hacettepe Üniversitesi'ne kadar götürmüştü.
1981 yılında Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesinden mezun olduktan sonra 1989 yılında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesinde Kadın Hastalıkları ve Doğum ihtisasını tamamladı. Günümüzde olduğu gibi o yıllarda, bilim konusundaki imkânların yetersizliğiyle beraber, kadınların bilim dünyası için histerik görüldüğüTürkiye'de, Semra Kahraman sadece ilim tahsil ederek yetinmemiş, yeni heyecan ve yeni solukla bizzat kendisi keşfetme yoluna gitti. Bu uğurda hiçbir fedakârlıktan kaçınmayıp, birçok insanın ulaşamayacağı konumda olmanın mutluluğunu yaşamak yerine, daha iyisini elde etmenin hırsıyla meşakkatli bir süreçten geçti.
Hülasa Türk tıbbında kendi gücü ve imkânları ile sınırları aşarak, kimi zamanlar dünyanın dikkatini çekmeyi başaran Prof. Dr. Semra Kahraman, yine kendi gücü ve imkânları ile bu defa dünya tıbbında yeni ve asıl devrimi gerçekleştirmenin peşinde… Ya da çok yakınında!
Bu değerli bilim kadını hemşerimize, kardeşimize ahir ömründe huzur, sağlık ve sıhhat temenni ediyoruz.
0 0