Nevres Taştan
İşadamı
Memleketin eski ve köklü bir ailesine mensup, kendinden menkul davranış ve tabiat sahibi; bizim (ziyadesiyle) ergen dönem ve gençlik arkadaşımız ve ağabeyimiz. Şingah Mahallesinden.
Memleketin tanınmış fırıncı esnafı ve un değirmeni ile maruf Yaşar Kırçoğlu amcamızın büyük oğludur.
Arkadaşlık ve yaren ortamlarımızı karşılıklı dondurmuş olsak ta, Ahmet ağabeyimizi bu sayfalarda anmamak hem onun gibi memlekette kendini kabul ettirmiş bir saygın kişiliğe haksızlık, hem de bizim aldığımız lokal ve mevzii terbiyeye aykırı olurdu.
Neyse, biz; “kol kırılır yen içinde kalır (..)” düsturu gereği bu değerimizi tanıtıma devam edelim;
Kişisel olarak Ahmet Kırçoğlu, yaşam tercihi dervişan bir tercih olduğu için giyim ve kuşamına çok önem vermeyen fakat kaliteli bir giyim tercihi sahibidir.
Dini ve islami hassasiyetleri zirvede, tek derdi istikamet üzere yaşamaktır. Kişisel ve aile hayatını da bu minval üzere tesis etmiş, dünyevi, maddi iddialar sahibi olmayıp, daha çok kendi nefsi ve bünyesinde mutedil, dindar, mütedeyyin bir yaşam biçimini esas almıştır.
Dünya görüşüolarak milliyetçi, mukaddesatçı ve tasavvufi bir bakış tarzı sergiler umumiyetle. Milli ve manevi meselelerde oldukça kavi, kırmızı çizgileri olan, merhametli, duygusal ve vakur bir duruş sahibidir.
Adıyaman menzil mahfilinden mülhem bir nakşibendi müntesibi, lokal bir vekâlet görevi aldığını biliyoruz. O yle bilindik kaba, softa ve bağnaz bir karakter yapısında değil, bilakis öğrenmeye, okumaya ve kendini geliştirmeye gayretli; çevresinde ve arkadaş ortamlarında, cemiyet ve esnaf camiasında saygın bir kişiliktir.
Gençliğimizde senelerce kırçoğlu fırını bizim için bir deta ikinci bir evimizdi. Unutamadığım yarenliklerimizden mutad birini burada anlatmak gerek: rahmetli Faik bey (Sayın Senatörümüz (!) Faik Uluca) namıyla maruf büyüğümüze yapmış olduğumuz şakalar hala gözümün önünde, o zaman fırının müdavimlerinden eski belediye başkanlarımızdan Yavuz Şahin, Murat Karapınar, Alpaslan Tali, Kuddisi Demir, Mehmet Macit, Mustafa Akyüz, Bendeniz ve Ahmet ağabeyimiz ile bu gün saygın kişilik sahibi onlarca arkadaşımızda, rahmetli Faik Bey' in çok hakkı vardır. Çok kızdırırdık rahmetliyi çok.. ve genellikle Ahmet ağabeyi başlatır geri çekilir gülerdi. Gençlik hezeyan ve heyecanları işte… geldi ve geçti.
Koçoğlu Çarşısının hemen girişinde özel bir arkadaş ve dost meclislerimizin sıcaklığını hala yüreğimizde taşıdığımızı söyleyebilirim. Kimler yoktu ki onlarca arkadaş ve dost… biribirini Allah için seven ve kollayan; arayan, soran, her sıkıntısı ve derdi ile dertlenen bir değerli mekânda dostlar meclisi idi adeta.
Değerli dostlar, artık bu gibi sıcak ve özel ilişkiler kalmadı. İnsanımız günübirlik iş ve sorunlar yumağı içinde adeta derin ve tehlikeli çalkaba itilmiş, geçmişte çok değerli ilişkileri yaşayan dostlar, yarenler ve insanlar sanki birbirlerine selam verdiklerinde “borçlu çıkarım mı acaba (!)?” diye garip ve hiç tasvip edilmeyecek bir duruma düçar oldu. Neyse, bu mevzûun felsefesi uzun sürer.
Ahmet ağabeyi, lokal ve mevzii olarak memleketsever, milli ve manevi konularda geçmişten günümüze kendisine düşen her sorumluluğu yerine getiren, eğitime verdiği önem açısından da bildiğimiz kadarıyla memlekette bir öğrenci yurdu yaptırma gayreti olan bilinçli bir kişiliktir.
Çok, çook anılarımızla hayatımızda silinmeyen bir kişilik olan bu değerli hemşerimize buradan ahir ömründe sağlık, sıhhat, afiyet ve huzur diliyoruz dostlar.
1 4