Nevres Taştan
İşadamı
Memleketimizin manevi değerlerinden, ulu bir çınar. Ülke eksenin de tanınan, bilinen; dini ve sosyal hayatımıza manevi, tasavvu i katkıları olan, güzide bir gönül adamı ve irşat makamı. Yunus Emre'nin; "şeriat tarikat yoldur varana / hakikat, marifet andan içeri.." dizelerinde tanımladığı "YOL" un sultanı.. Veliler halkasından bir Ziya! Asilzade ve köklübir ailenin nazenin ferdi.
Bu girişten sonra değerli dostlar, bizim bu yazı dizimizde yaptığımız daha ziyade, herhangibir siyasi-ictimai, dini ve sosyal katman- cemaat topluluklarının tanıtımı veya propagandası değil, Bayburt'umuzun, yani toprağımızın hamurunda mayalanan değerli insanlarımızı kendi duygu ve düşüncelerimiz ile harmanlayıp, mevzûettiğimiz kişiliklerin reel olarak hayatlarından kesit(ler) sunmaktır. Eksik ve yanlış bilgi de verebiliriz, bu ancak bizi bağlar, yani mevzubahs ettiğimiz kişilikleri bağlamaz.
Dolayısıyla kaleme aldığımız memleketin ulu bir çınarı olan Musa Baştürk büyüğümüzü, halk içindeki saygıdeğer namıyla "Dede Paşa" mızı daha ziyade biyogra ik olarak değerlendireceğiz. Hatalarımız var ise tamamlamayı size bırakıyoruz.
Asıl adı Musa Baştürk olan bu büyük mürşid; manevı̂alemde "Dede Paşa Hazretleri" lâkabı ile tanınmaktadır. Lakabını yine memleketimizin bir başka manevi ve ilmi değeri olan "Aksunklu Kitapsız Mustafa efendi" vermiştir. 1879 yılında Bayburt'un Pulur nahiyesine bağlı Aşağı Lori köyünde dünyaya geldi. Babası Hüseyin Efendi ve annesi Gül Hanım'dır. Soyadı kanunu gereği aile Baştürk soyadını almıştır.
İnternet ortamında edindiğimiz ve talebelerine nakil, bilhassa oğlu Nurettin Baştürk'ün anlatımıyla herkesin ulaşabileceği hayatına ve yaşadıklarına havi bilgilerin bulunduğu Dede Paşa büyüğümüz; çocuk yaşta, ilme ve bilime önem verilen bir kültür ikliminde olması nedeniyle, kendisi 'has kul olma yolunda' (tasavvuf bilgi ve malumatları kaynağından almayı yeğlemiş ve bu düşüncesiyle son derece isabet etmiştir.
Dönemi itibari ile ilk ve orta öğrenimini ve lise öğrenimi yanında, İslâmi ilimleri de tahsil etmiş, oldukça alim ve fazıl bir kişiliktir.
Efsane bir tarihi kişilik olan Deli Halit Paşa komutasındaki, ikinci Plevne'yi hafızalara kazıyan ve tarihin altın sayfalarına ekleyen; “Kop Müdafaası” nda Asteğmen rütbesi ile Gazi, fakat bizce ayni zamanda da “sarıklı mücahit” olan genç Dede Paşa, manevi iklimlere olan meyli yanında, zahiren de istikbâl ve istiklâl için savaşmış bir değer olarak Bayburt'umuzun maşeri hafızasından silinemeyecek ulu bir kişilik olarak görüyoruz.
O dönemler de yani Müslüman-Türk Milletinin etrafını saran iç ve dış tehditlere, ihanetlere karşı ibretamiz, milli bir tutum ve davranış sahibi Dede Paşa; ayni zaman da milli re lekslere de gereken önemi vermiş olup, müntesiplerinden de edindiğimiz intiba, öyle bilindik, gerici, softa ve bağnazlığa maateesüf açık olmayan aydın bir Müslüman ve mümin, cumhuriyete, devlete ve kazanımlara son derece saygılı; “ulû-l emre itaati" tavsiye eden bir gönül adamıdır.
Siyaseti yok, fakat ülke meselelerine bıĝane kalmayı reddediyor. Demokrat Partinin kurulması ve ömrünün kısa süreceği ile ilgili feraseti ve öngörüsüdikkate şayandır.
Bilime, sanata, edebiyata; bediiyata verdiği önemi yazmak gerek. Bu kanaati müntesiplerinin iştigal olduğu işlere baktığınız da müşahede edebilirsiniz. Yani muasır anlayışı (medeniyet) reddetmeyen, bilakis önermekte, salık vermektedir.
Vasiyetin de insanlara söylediği; şu son sözlerini önemsiyoruz:
"-Bizi, bizim vefatımızdan sonra anlarsınız, kılıç kınında iken kesmez ama o kından sıyrılınca turnalar hangi göle konar görürsünüz."
Bu kelâmından da anlıyoruz ki, hayatını yaradana ve yaradanın yarattıklarına, yaratılmışlığın, kul olmanın bilincini anlatmak, şuurlu Müslümanlar yetiştirmekle ömüru tükenen böyle büyüklerimiz de maalesef sağlıklarında, emek verdikleri insanların kendilerini anlamadıklarından muzdarip… Acaba şunu mu demek istedi Dede Paşamız: siz bizim sizlere tavsiye ettiğimiz değerleri iyi etüt edin, menbaına inin ve sadece Allah'a tabi olun. Allahü alem, biz bunu çıkardık acizane.
Her mutasavvıf gibi, faraseti ile mümeyyiz; teşhis ve öngörüleri isabetli bir insan olduğunu biliyoruz. İnsanları irşat eden ve yol gösteren bu değerli büyüğümüzün ünü ülkemizin her köşesine yayılmış olup, ona rağbet ve muhabbet besleyen binlerce insan mevcuttur.
1979 yılında Rahmeti Rahmana intikal eden bu büyüğümüze Allah'tan (cc) rahmet, mağfiret ve affı niyaz ediyoruz.
0 0