Nevres Taştan
İşadamı
Gazi Gobuk Sultan Nene, Bayburt'umuzun Ermeni Vahşetinin yaşandığı 1916-1918 yılları arasında, erkek kardeşleri; Piri ve İrfani beğlerle beraber, memleketimizin maşerinde dillere pelesenk olmuş gerçek kahraman kardeşlerden hanım olanıdır. Yani Bayburt kadınının iffet ve namus kıyâmının adı.
Erzurum da Nene Hatun, Afyon da Kara Fatma, Kastamonu da Şerife Bacı kim ise, Bayburt'ta da Gobuk Sultan Nene o'dur!
Peki nereden geliyor bu "GOBUK" lakabı?
Bu soruyu Sultan Nene'nin torunu Avukat Ayça Sezer cevaplasın isterseniz değerli okuyucular; "Yıl 1916 veya 1917 Ermenilerin gemi azıya aldığı yıllar. Defolup gidiyorlar memleketimizden. Ancak yakıp yıkarak, vurup kırarak. Benim "büyük büyük ninem" yani "babamın babaannesi", o zamanlar henüz sağ, Adı; "Sultan." Alçaklar (Ermeni komitacılar) Bayburt ta ve çevre illerde evlere girip, her şeyi yağmalayıp, insanları kaçırıp, çoluk çocuk yaşlı genç demeden katlederken sıra bizim eve geliyor. Zaten Ninenin Kardeşleri; "Piri ile İrfani' nin" düşmana karşı direniş (Milis) örgütlenmesi içinde oluşu nedeniyle, mim'li bir ev bizimki.
Her neyse, Büyük nine düşmanın geldiğini görünce eve girip devasa kalınlıktaki demirli kapıyı kapatıyor ve sırtını kapıya veriyor. Ancak eve girerken kahpe kurşunlardan biri sağkoluna değince kolu parçalanıyor.
Demirli pencerelerden, taş duvarlardan giremeyen alçaklar, evi kurşun yağmuruna tutuyorlar. Bir hayli zorluyorlar girmek için. Ancak zamanları sınırlı olduğu için defolup gidiyorlar sonra. Evi arayamadıklarından evde bulunan bir miktar mühimmat ve atlar da ermeni yağmasından kurtuluyor. Ama ne yazık ki Sultan Nine' nin sağkolu kurtulmuyor."Piri ve İrfani" dedelerde yorgun ve yaralı. Günler sonra askeri tabip geldiğinde mecburen kesiyorlar Nine' nin kolunu. O günden sonra da adı, "Gobuk Sultan" oluyor. Gobuk; Yöresel bir deyiş. Anlamı; "Çolak, Kolsuz " demek. Giden bir kol oluyor. Kalansa; " Bir Gazi ismi ve asırlık kapıda parlayan kurşun izleri.
Bayburt' ta, Kars' ta, Ağrı' da, Erzurum' da, Gümüşhane' de hangi kapıyı çalsanız, bir acılı hikâye dinlemeden gitmeniz mümkün değil. Mesela; Şingah' ta, Tomlacık' ta, Taşındibi' nde, Veysel' de, Gençosman' da, Velişaban' da… İstediğiniz her hangi bir yerde."
Bayburt'ta milli şahlanış, moral ve motivasyon açısından yerel (Milis) güçlere verdiği güç ve katkılara ilaveten,Gazi Sultan Nene bizzatihi, yukarıda torunu Ayça Sezer'in anlattığı gibi; elinde keser, balta veya naçak ile Ermeni katillere karşı iilen, birebir yaptığı mücadelesi tek başına milli bir kahramanlık destanıdır.
Milli ve karakteristik maşerimizde bir iz, bir atom zerresi kadar küçük, hafızamızın ve milli şuurumuzun namütenahi derinliklerinde asla silinmeyecek; kemiyyeti (niceliği) itibariyle değeri biçilemeyecek abide kadın kahramanımızdır Gazi Gobuk Sultan Nene'miz. Bayrak şairi merhum A. Nihat Asya'nın; " hadi kızım sen de Fatihler doğuracak yaştasın!" diye seslendiği; Anadolu'nun yani doğduğu toprağın ismi ile müsemma Bayburtlu Gazi Gobuk Sultan, yada "Işık ışık dalga dalga bayrağımız”dır.
Ne yazık ki değerli dostlar, torunu Avukat Ayça Sezer hanımın "Giden bir kol oluyor. Kalansa; Bir Gazi ismi ve asırlık kapıda parlayan kurşun izleri." diye iftihar duygularını dile getirdiği bu olayın sessiz şahidi asırlık kapı esrarengiz bir şekilde yok Bu gün bir çivinin bile kıymeti harbiyesi olan bu 'ermeni soykırım iddiaları' na karşı kullanılabilecek, kurşun delikleriyle dolu, "asırlık" kapı kayıp... Çok, hem de çok yazık! Kimbilir hangi şuursuz, aymaz ve bilinç yoksunu, belge niteliği taşıyan bu benzersiz ve değerli met'ayı, asırlık kapıyı yok etti.
Sultan Nene, yakın yıllara kadar yaşamış olup, mürüvvetini görme bahtiyarlığına da ermiştir. Yanılmıyorsam 1957 yılında rahmeti rahmana intikal etti... Allah rahmet etsin, Ayşe anamızın komşusudur inşaallah.
0 0