Nevres Taştan
İşadamı
Her ne kadar "Oflu Osman" olarak tanınmış olsa da; Çaykara menşeli özbe öz Bayburt evladı.. Onun aslında, Bayburt'un Yaylapınar (Lusunk) köyü nüfusuna kayıtlı olduğunu pek az kimse bilir.
Ağabeyi Oflu Hasan'ın 1940 lı yıllarda bileğinin ve yüreğinin gücüyle elde ettiği ' Kabadayılığı' ancak, fedakar insanların talepkâr olduğu ve özel bir tercih olarak görmek lazım.
Dolayısıyla Oflu Osman , kabadayılığını bu gün literatürdeki anlamı ile; 'mafya' olarak algılamaktan ziyade, kimsesizlerin kimsesi, yani hamiyet perver, yardım sever,dürüst ve adaletli kişiliği ile toplumda saygınlığı üst seviyede olan ve sevilen, sayılan babacan bir gönül adamı olarak algılamak daha doğru olur kanaatindeyim.. "Son Kabadayı" da denilir bu hemşerimiz için. Kim ne derse desin, yaptıkları iş ve fiiller öyle kuru hamaset değil, gerçekten sosyal hayat içinde vaki adaletsizliklerin, yasal ve otorite boşluğundan kaynaklanan mağduriyetlerin, güçsüz ve kimsesizlere yardımı esas alan bir serdengeçti işidir. Yani çaresizlerin yardım için gideceği biricik ve en son durak. Maksadımıza havi olan sözlerimizi kimi hemşerilerimiz yanlış algılayabilirler, 'kabadayılık alemin'de gerçekten merhamet ve yardım sever duyguları baskın olmayanlar uzun süre bu alemde barınamaz ve berhava olup giderler. Bilindiği gibi, gaddarlık değildir kabadayı alemi…
Dolayısıyla bahse konu hemşerimizin cemaziyülevveli itibariyle bakıldığında her türlümafya vari saik ve yaftalardan beri, mütevazı, yüreğindeki sevgi ve değerleri kendine has bir üslupla hayata geçiren özel bir kişiliktir diyebiliriz.
Derler ki, Florya da evinin (villa) yanındaki komşu ailenin bahçesi (yüzme havuzu) görünmesin diye, (komşu mahremiyetini koruyan ve saygı duyan bir şuur gereği) araya bir hayli yüksek bir duvar ördürmüştür. Yani komşuluğa son derece önem veren ve komşu hukukuna riayet eden ve özünden mülhem düşünce sahibi. Bu örnek Bayburt kültürüile müsemma olduğunun bir tezahürüdür. Böyle anlatılan bir çok saygıdeğer hasletleri var bu "kabadayı (?)" hemşerimizin.
Bayburt eşrafından demirci Salim efendi kızı Saime Hanımefendi ile evlenmesi ve akabinde kız kardeşinin de Ardusta'lı Rahmi Yazoğlu (Kurban Yazoğlu beyin babası) ile evlenmesi ile birlikte hemşerileriyle olan ilişkisi iyice pekişmiş, yüzlerce Bayburtluya ekmek kapısı olmuş ve hiçbir Bayburtluyu boş çevirmemiş, hemşerilerimizin aşamadıkları bir çok müşkülatta yardımlarını esirgememiştir. Cami, dernek ve spor kulüplerine ve hayır-hasenat işlerinde sürekli maddi ve manevi destek vermiştir.
Bilindiği gibi Bayburt devlet hastanesinin "Kardiyografi" servisini yaptırıp, tefrişi ile içini modern cihazlarla donatmıştır. Hemen her yaz Bayburt'a gelip 10-15 gün kalır ve Zeki Çikot, Cevdet Özeler, Recep Cengiz, Tatlı Battal, Nazir Ardanuç, Mustafa Türkmenli ve Zeki Kutur gibi o dönemdeki yakın dostları ile hasbıhal olur, zaman zamanda çok sevdiği Kasım Bölen'i (Gasımağa) İstanbul'a getirtip onunla şakalaşır, yarenlik ederdi. Bu değerli büyüğümüz; ne yazık ki tek erkek evladı olan I smail'i 1982 yılında elim bir kaza sonucu kaybetmesinin ardından adeta yıkılmış, sağılığını yavaş yavaş yitirmiş ve 2005 yazında tedavi gördüğüLondra'da Bar-i Huda'ya kavuşmuştur.
0 0