Nevres Taştan
İşadamı
Yüksel bey bizim 1974 ten beri tanıdığımız ve çokça sevdiğimiz ve saydığımız bir gönüldaşımızdır..
Yüksel gardaşımı nasıl anlatayım bilemiyorum. En belirgin özelliği nezih, ağırbaşlı ve utangaç olmasıdır. Biz biliyoruz da bilenler de bilir gizli bir yürektir, hiç mi hiç belli etmez. Aidiyeti ciheti ile samimiyetini adeta sessizce vücut dili ve davranışlarıyla belli eder. Beylik la lardan ziyade reel söz ve ifade tarzını benimser ve öyle konuşur.
Bencil ve bağnaz, kibirli tiplerden uzak durur, merhametli ve yardımseverdir.
Çok okuyan ve irdeleyen bir kişilik.. Arkadaş ve yaren ortamlarında adeta açılır, nüktelerini ve şakalarını yerinde yapar ve gayri ciddilikten hoşlanmaz. Bencil değildir paylaşmayı sever. Daha doğrusu sanatkar ruhlu değerli bir kardeşimizden bahsediyorum..
Ressam ve kimyager.. Resim sanatıyla ilgili akademik bir eğitim almamasına karşı ta çocukluktan bu güne kadar sanki akademik eğitim almış ressamlar kadar başarılı çalışmalarını görmüşüzdür. Akademik eğitimi ise KTU Kimya Mühendisliği (1986) mezunudur..Sanatın her dalı ile ilgili bilgi ve malumat sahibi olup, halen bu konuda kendini sürekli yenileme çabası içindedir.
Giyim ve kuşamına gerçekten itinalı, temsil kabiliyeti olan, düşündüklerini muhataplarına kendine has bir uslupla anlatan, I stanbul Türkçesini güzel konuşan fakat otantik Bayburt ağzı ile konuşmayı tercih eden bir kişilik sahibidir…
Değerli dostlar Yüksel beyden eğitim ve mesleki geçmişiyle ilgili bilgi istedik, o aşağıda tırnak içindeki kısa otobiyogra isini göndermiş.. Biz de noktasına dokunmadan aynen birinci elden sunuyoruz;
“Faruk bey, Yüksel Akdaş, çok konuşmaz, dernek vakıf gibi sosyal aktivitelerde bulunan, okuyan ve sanatın her dalıyla ilgilenen; Türkiye Filateli U yesi Bayburt'ta doğdu; Aktaş, Akdaş ve Akbaş soyadı olanların bir çoğu ile akrabadır..
Karadeniz Teknik Üniversitesi Kimya bölümünü1986 yılında bitirdi.
1991 askerlik sonrası evlendi 1990 yılından buyana kamuda çalışıyor. Yüksel çocuk yaşından beri resim sanatıyla ilgilenir, hiçbir ustadan ders almamasına rağmen iyi bir gözlemcidir. İlkokul sıralarında resim yapar o yıllarda ilkokul öğretmeni Mehmet Salih (HOCAOĞLU) in dikkatini çekmiştir. Herhangi bir ustadan ders almamıştır, tekniğini gözlemleri sonucu geliştirmiş ….
İlkokul sonrası, öğretmeni Mehmet Salih beyle Ortaokulda karşılaşır. Salih Hoca Bu sefer dışardan resim derslerine gelmektedir. Sınıf gazetesini tek başına hazırlar, resimler ve karikatürler çizer…
Daha sonra orta okulda Resim Hocası Sevinç ALTAN'a ve liseyi bitirene kadar resimle ilgisi olmayan bir çok öğretmenle karşılaşır.. Sevinç ALTAN ve öğrencileri Ortaokulun duvarlarına çeşitli resimler yaparlar (Yüksel orta ikinci sınıfta ilk büyük ebatlı siyah-beyaz ciritçiler resmini yapar ) Son yıllara kadar duvarda kalan bu çalışma okulun boyanması sırasında üzeri boyayla kapatılmıştır.
O yıllarda okullarda kutlanan (Orman haftası, Yeşilay haftası gibi günlerde açılan sergi ve yarışmalarda çeşitli ödüller alır.) Tiyatro ve gösteriler için pano sahne arkası büyük boy resimler yapar.. (I stanbul'un fethi… gibi, Ulubatlı Hasan, ve o yıllarda öğrenci olaylarında I stanbul'da şehit edilen milliyetçi bir öğrencinin kar yağarken çekilmiş siyah beyaz fotosunu cenaze merasimi siyah-beyaz olarak büyük boyutlu olarak tuvale yapar.. Sipariş üzerine bir çok resim yapar…
İlginç bir özellik/ Siyah haricinde (spor ayakkabı hariç) başka renk ayakkabı giymedi..
Üniversite yıllarında Trabzon da 2 Karma sergi ile Bayburt'ta Dede Korkut Festivali,
21 Şubat Kurtuluş Bayramı, Cumhuriyet Bayramı gibi önemli günlerde 7 tane karma sergide eserlerini sergilemiştir..”
Evet sevgili dostlar kısaca Yüksel bey kendini ve iştigal olduğu işleri böyle ifade etmiş. Milli ve ulusal meselelerde çok titiz ve realist, ayakları yere basar.. Tespitleri yerinde ve adeta bir diplomat ölçeğinde ne söyleyeceğini önceden tespit eden bir usluba sahip. Kırmızı çizgileri net ve haksızlık karşısında avazı vardır.. Sevdiklerine yüz çevirmez yani vefakar!
Halen Bayburt Valiliği nezdinde SYD Vakfı Müdürlüğünü başarı ile yürütmektedir.
Yüksel Akdaş beğ benim kadim dostumdur ve onun hakkında ne yazsam azdır.. Geçmişten günümüze paylaştığımız acı ve tatlı çok hatıralarımız var, bir defa dahi kendisinden incinmedim ve incitmemeye gayret ettiğimi söyleyebilirim.
Böylesi yüz akı bir geçmişe sahip bir gardaşımı anlatmanın zorluğunu bilmem anlatabildim mi, hülasa son söz o'na, ailesine ve sevenlerine sağlık, afiyet ile huzur diliyorum.
0 0