Tarihin de ve günümüz de sadece Türkler, Müslümanlar ile savaşan ; ekranlar,mikrofonlar karşısın da sadece İsrail ve batıya kükreyen, tehditler de bulunan sanal kabadayı'nın bu sefer başı gerçekten belâdadır.
Kutsal mekan Kabe'yi üç kez basan ve yağmalayan Araplar'ın yanı sıra bir kez de Farslar basmıştır.
Yani Müslüman görünümlü sahtekar milletlerdir. Bu iki millet de görüntü de İsrail ve batı düşmanı milletlerdir.
Araplar Abd. ve batının Ortadoğu köpekleri olurken Farslar, mezhepçilik hastalığı ile Yemen, Irak, Suriye, Filistin' de Müslüman kanı dökerken ve geçmişte İngilizler' e karşı Mekke-Medine' yı savunan Çöl Kartalı Fahrettin Paşa komutasında ki Türk ordusunu İngilizler ile birleşerek 15000 askerimizi kireç kuyuların da şehit eden Araplar ve 35 milyonluk Güney Azerbaycan Türk halkına kan kusturan Farslar' ın cezasını Yüce Allah vermiştir.
Kan kusturanlar, kan kusarlar.
Hâlâ Tarih ders kitapların da Türk düşmanlığı yapan Coni yavşakları yağmacı, hırsız Araplar, Karabag'da Ermeni aşığı, mezhep meczubu Farslar bu iki milletin iki yakası bir araya gelmez, huzur bulamazlar.
Osmanlı kadim düşmanı Ruslar ile 30 kez, Farslar ile 33 kez savaşmıştır. Kadim Türk yurdu Güney Azerbaycan' ı işgal ettiler. Bu sayılar Farslar' ın eskiden beri nasıl bir lanetli millet olduklarını gösterir.
Kim ne derse desin,bu kalemi hangi gözle görürse görsün her zaman derim ki; Türkler,Dünya üzerin de Allah'ın adalet kılıcı, zalim milletlere karşı "Tanrı' nın kırbacıdır."
Bu kılıç zamanla kınına girse, kırbaç torbaya konsa da yeri geldiğin de kından ve torbadan çıkarak zalimlerin kellesine iniyor.
Dün mazlumların koruyucu meleği Türkler ise bu gün de Türkler'dir yarın da Türkler olacaktır. Batı,doğu,kuzey ve güneyin küfür milletlerinin Türkler' i kadim düşmanları görürken dikkat edilirse küfür ehlinin muhattapları Araplar ve Farslar da Türk milletini düşman ya da hasım olarak görürler. Bu iki millet le hiç bir zaman hısım olamadık, Sürekli arkadan hançerlendik.
"Egri Arap hançeri"degimi onlardan kalmadır. Bu günler de dahi kadınlarımız rahibe kılığı çarşaflara bürünseler de bizi hısım olarak kabul etmediler.
Dikkatimi çeken diğer bir husus,Hıristiyan rahibeler, sözde Müslüman Araplar,Müslüman görünümlü Farslar ve dindar Yahudiler'in kıyafetleri, kıyafet renkleri aynıdır.
Ancak Anadolu insanı ve Türkler kılık kıyafetleriyle bu üç gruptan ayrılıyor.Siyah çarşaflara bürünen kadınlarımız, Arap kıyafetleriyle gezen erkeklerimiz peygamberimizin: "Her kim bir millete benzemeye özeniyorsa o milletden dir." sözünü bilmezler mi?
Zalimin kıyafeti ne zamandan beri mazlumun kimliği oldu?
Kısaca iman ve İslam kılık kıyafet de değil, ahlakıyla özdedir.
Bu necip Millet Türkler' e düşmanlık edenin yüzü gülmeyecektir.
Zulüm gören İslam coğrafyası günümüz de uğradıkları zulmün muhasebesini bu pencereden yapmadıkları müddetçe,boyunlarına geçen lanetli halkadan kurtulamazlar.
