Yükleniyor... Önceki Sayfaya Geri Dön

Murat Kurdal
1194

Tarih Yalan Söylemez Ama, Bunu Hiç Yazmadı…

BAYBURT KALESİ
Bayburt şehir merkezinin kuzey batı çıkışında, doğudan batıya doğru, zeminden en az 70 mt kadar yüksekte, üst kısmı oval biçimli, 153 bin 170 m² lik düz bir alanın çevresine, sarı renkli kesme taşlarla, 10 metre yüksekliği ve 2 metre eni olan, duvarlarla (burç) çevrilmiş bir kale vardır. Bu eserin diğer özellikleri:

1-Doğu ve kuzey kıyısı, doğal savunma avantajı sağlayan, Çoruh Nehri’yle kuşatılmıştır.
2-Dışarıdan gelecek düşman saldırılarına karşı, 3 hisarla korunaklıdır.
3-Burçların şehre bakan duvarlarının dış yüzeyi, net görüşe engel olan çinilerle kaplıdır.
4-Burçlardaki kemerli gözetleme ve mazgal delikleri, dışa doğru daralan şekilde yapılıdır.
5-Kale içerisinden Çoruh Nehri’ne kadar uzayan, yer altı suyolu vardır.
6-Kale içinden bakıldığında, çevre ufuk çizgisi 360° izlenebilmektedir.
7-Sur içi yaşam alan boşluğu ile, Dünya kaleleri arasında en büyük olanıdır.
8-Burç içi mekân boşlukları, merkezi ısıtma sistemi ile ısıtılmıştır.
9-Yaşam alanında var olduğu bilinen asker koğuşları, tuvalet,banyo, mutfak, minareli mescit ve dahası inşa edilerek turizme açılmalıdır.

TARİHİN YAZMADIĞI
Yazacağım olayın yaşandığı zamanlarda, Anadolu’ya Selçuklu Beylerbeyleri ve Sancak Beyleri hakimmiş. Birden çok belde ve şehrin ahalisi, merkezi bir şehrin Beylerbeyince idare ediliyormuş.

Erzurum Beylerbeyi Erzurum kalesinde ve sorumlu olduğu bölgede otağ kurup kalmak yerine, kendisinin ve ailesinin güvenliğini düşünerek, yukarıda yazılı güvenli vasıfları ve İPEK YOLU üstünde bulunması sebeplerinden ötürü, Bayburt Kalesi’nde oturmuş. Bölgesini buradan idare edip yönetmiş. 

Artık Osmanlının son günleridir. Cumhuriyet ilan edilince, Osmanlı döneminin Sancaklı şehirlerinin VİLAYET yapılacağı konuşuluyormuş. Beylerbeyi “apar topar” Bayburt’un Sancak ’lığını lağvederek, şehri Erzurum’a bağlamış ve geldiği yere çekilip gitmiş.

Konuşulanlar gerçekleşmiş. Önceki dönem Sancak (Mutasarrıflık) olan yerler Vilayet yapılmış.

Ancak Bayburt’un Sancağı ortada yoktur. Çünkü Beylerbeyi onu alıp gitmiştir. Böylece VİLAYET olma hakkı yok edilmiş olan Bayburt 1927’ye kadar Erzurum’a, 1989’a kadar da Gümüşhane’ye bağlı ilçe yapılmış. Sancak kaybı yaşatılıp vilayet olması engellenmiş olan Bayburt, 1965 yılı merkez nüfusları esas alınmakla da vilayet olabilirdi. Çünkü 15.194 merkez nüfusu ile 8.095 nüfusu olan ve 16.yy’da tarih sahnesine çıkan bir şehre sorgusuz, sualsiz ve referandumsuz olarak bağlanmış.

Bu hak kaybının sorumlusu, zahiren Bayburt Sancağı’nın üzerine otağ kuran Erzurum Beylerbeyinin olduğu görülse de bence asıl sorumlular, bu duruma seyirci kalan tebaa ve dirayet göstermeyen Bayburt Sancakbeyidir.

Hep söylenir ya ibret alınmayan tarih tekerrür edermiş diye. Böyle de olmuş. Bayburtluların süregelen vurdumduymazlığı günümüze ulaşmış. Bu anlamda yaşanmış çok misal bilinse de, ben bunlardan sadece 2 tanesini yazacağım.

1- 06.01.1988 de Gümüşhane’nin Arzular Beldesi’ne çimento fabrikası yapıldı. Üretim için gereken toprak ise, 92 km’lik mesafeden, Bayburt Örence (Everek) Köyü’nden kamyonlarla taşındı. Yönetim hakkaniyetli olup, fabrikayı toprağın bulunduğu yere yapmadı da ne mi oldu? Taşıma toprakla fabrika dönmedi ve önce Tasarruf Mevduat Sigorta Fonu'na devredildi, ardından Aşkale Çimento’ya satıldı.


2- “Roche” tarafından hazırlanan, Boyut Yayıncılık ve Ticaret AŞ’nin 2002 yılında (İSBN 975– 521– 687–1 sayıyla) yayınladığı TÜRKİYE’NİN KÜLTÜR HAZİNELERİ adlı kitabın 195. sayfasında, illerin turistik kültür varlıkları resmedilerek, bu varlıklar hakkında tanıtıcı bilgiler verilmiş olup, yayın tarihinde Bayburt il olduğu halde, ilde adeta hiç tarihi eser yokmuş gibi, adına bile yer verilmemiş, Bayburt Kalesi resminin altına ise, sehven ya da bilerek Gümüşhane Kov Kalesi yazılmıştı.                                                    

Gürül gürül akan Çoruh’tuk.
Suyumuz çekildi Çay olduk.
Sancağımız alındıysa da.
Birlikte direnip İl olduk.

Murat Kurdal

Selçuklular ’ın Bayburt Şehir Merkezine yaptığı Yakutiye, Mahmudiye ve Musaviye adlı Medreseler yok edilmeyip günümüze ulaşabilseydi eğer, tarihin yazmadığı bu gerçek kanıtlanmış olablirdi. Osmanlı’nın “Kuyudat” bilgileri zamanla ortaya çıktıkça yine kanıtlanacaktır.

DİP NOT:
Erzurum Beylerbeyi kendi güvenliği için otağını Bayburt Kalesi’ne kurmakla bu şehrin vilayetliğine nasıl ki mâni olmuş ise, 60. Alay Komutanının sosyal ve ekonomik sebeplerle alayını terk edip ailesiyle birlikte Trabzon’da ikamet etmesi de 60. Alayın 48. Tugay seviyesine gerilemesine, diğer bir anlamda 60. Alayın lağv edilmesine sebep olmuştur bence.

Bayburt İl yapıldığında atanan ilk Vali Sayın Nihat Üçyıldız aslen Erzurumluydu. Makamda 13.08.1989- 17.08.1991 arası 2 yıl oturdu. 15.08.1991 tarihinde yaptığı veda toplantısında: “…Devletten beklemeyin…dedi ve gitti. Adı ise il merkezinde asırlardır kullanılan ve 1 nolu Sağlık Ocağı’nın önünden geçen, 5 km ilerisinde bir kışla olduğuna adeta işaret edilen “Miri Yolu” yla değiştirildi. Hem zaten yolun kıyısında “Kışla Paharı” isminde, demirden lülesinden kol kalınlığında 7/24 buz gibi su akan sokak çeşmesi de vardı. Bu değişikliği yapan meclis ve encümen üyelerine sormak gerekir.

İlde 27.09.1993 - 08.08.2000 arası en uzun (7 yıl) süre hizmet yapan, 7300 dekar araziyi kamulaştırıp, ağaçlandırmakla şehrimize Vilayet Ormanı gibi bir dünya nimetini ve güzelliğini kazandıran ve hatıra bırakan, Dede Korkut Kültür ve Sanat Şenliklerini halkımıza miras bırakan, ilimiz Merkez İlçe Belediye si hizmet binasının zemin ve 1. katında yer alan dükkânların özele satışına karşı çıkan, en sevdiği ciğerim, parçam dediği evladını şehrimizde bırakarak giden, Isparta Milletvekilliği yaptığı süreçte ilimizin 2. Milletvekili olduğunu açıklayan Sayın Ali Haydar Öner’in adını en azından orman tabelasına yazmak vicdan borcu değil miydi?

2015 yılı Gümüşhane menşeli internet yayınlarında, Doğu Karadeniz Bölgesi’nde ayakta duran en görkemli kalenin Kov Kalesi olduğu belirtilirken, Bayburt Kalesi’nden hiç söz edilmemişti.

SON SÖZ:
Günümüzde Bayburt Kalesi’nde onarım yapılmakta. 1970 li yıllara kadar yıkıntısı ve temeli açıkça gö- rülen “Minareli Mescit” in de eski yerine inşa edilmelidir.

SÖZLÜK:


Kuyudat: Osmalı’nın resmi arşiv kayıtları.
Lağvetme: Askeri birlikler için de kullanılan bir terimdir. Bir birliğin lağv edilmesi o birliğin sancağıyla ve adıyla kullanımdan ve komutadan kaldırılması olayıdır.
Lüle: Oluk.
Miri: Devlet.
Mutasarrıf: Sancak yöneticisi. (1924 yılında bütün Mutasarrıflıklar vilayet sayıldı.)  

12.10.2020 Murat Kurdal

Adınız


YAZARIN DİĞER YAZILARI TÜM MAKALELERİ



Bayburt Bundan Büyümedi 2021-12-23 15:37:22
KORONAVİRÜS (ZULMETTEN FIŞKIRAN VİRÜS) 2021-08-12 11:45:32
Tarih Yalan Söylemez Ama, Bunu Hiç Yazmadı… 2020-10-13 09:30:41
Bayburtun Yıkılışı -5- 2019-11-17 16:56:06
Bayburtun Yıkılışı -4- 2019-11-17 16:41:35