21 Şubat Kurtuluş Bayramı Törenleri öncesinde, Bayburt Belediyesinin koridorunda karşılaştım. Sevimli, cana yakın, ufak tefek ve topsakallı Rus işbirlikçisi Ermeni askerine.
Etrafa gülücükler dağıtıyordu. Etrafındaki Türk Milislerle kolkola girmiş gülüyorlardı… Bu sempatik Ermeni askeri çocukluğumdan tanıdığım, dayımların komşusu, Sakin OZAN’dı. Kendisi gerçekten çok sevilen, adı gibi sakin birisi…
Sakin OZAN’ın babası rahmetli Sami OZAN Sağlık Müdürlüğünde şoförlük yapmaktaydı. Annesi Sayime Hanım, (11) çocuk dünyaya getirmiş. Sakin 2 kızdan sonra evin büyük oğlu olarak dünyaya gelmiş. 6 kız, 5 erkek kardeşler, kendisi de babası gibi Sağlık Müdürlüğünde çalışmakta 15 yaşında Selvi, adında bir kızı, 14 yaşında Haktan, adında bir oğlu olan Sakin OZAN , 2 çocuk babasıdır.
Bayburt Halkı’na zulmeden Ermenilerin lideri, (ARŞAK) Paşa’nın gözü dönmüş masum insanları acımasızca öldüren yaverini 25 yıldır Kurtuluş günlerinde canlandırıyor... Diğer köşede bir başka Ermeni askeri, Türk kadını kılığına girmiş 3 delikanlıyla sohbette. Bir tanesinin kucağında oyuncak bebek kundağa sarılmış sallayıp gülüyor. Yanlarına bir Ermeni askeri yanaşıp kadın kıyafetleri giyinmiş erkeklerle gülerek espri yapıp takılıyor. Kadın kılığındaki gençler de cilve yapıp gülüyorlar..
Bir başka tarafta 21 Şubat Kurtuluş etkinliğine katılacak Milis Kuvvetlerinden bazıları silahlarını, elbiselerini kontrol ederken diğer tarafta yaşlı Şehit Dede Murat Çavuş’u oynayacak olan İbrahim SİLO, takma sakalını, yaka mikrofonunu kontrol edip hazırlıklarını tamamlamaya çalışırken Belediye personeli ve Zabıtalar da kendilerine yardımcı oluyorlardı.
Tam bir dayanışma içinde son hazırlıklar yapılıyordu. Belediyeden camdan dışarı baktığımda tören alanının tıklım tıklım dolu olduğunu gördüm. Bana bir sürpriz de; İstanbul’dan cenaze için gelen Ali DUMLUPINAR abim 40 yıldır görmediği, 21 Şubat kutlamalarını görmek ve bu havayı teneffüs etmek için İstanbul’a dönmemiş olması,bu vesile ile beni de ziyaret etti…
Ermeni Askerleri, Cumhuriyet Caddesinde protokolün önünde kurulan sahnede kırmızı halının üstünde soğuk ve hafif yağan kardan etkilenmeden temsili, Bayburt Halkı’na acımasızca işkenceye başladılar. Bayburt Belediyesinin koridorunda karşılaştığım Türkler ve Ermeniler birbirleriyle şakalaşıyorlardı. Bu insanlar törenler başlayınca tamamen düşman oldular.
3 yıldır seyrediyorum… KURTULUŞ törenini ve yine dalıp gittim... 1918‘in 21 Şubatına , (ARŞAK) Paşayı oynayan Taksici Hacı Ali SANSU öylesine nefretle müslümanları öldürüyor, askerlerine emirler yağdırıyor… Bayburt Halkına; bütün işkenceleri uyguluyor. Taş Mağazalarda bir çok masum insanı yaktırıyor.( EROL TAŞ)’a taş çıkartırcasına bir kötü adam karekterini canlandırıyor Hacı Ali SANSU… Ermeni (ARŞAK) Paşanın yaveri (Sakin OZAN) komutanından geri kalmıyor…
Türk filmlerinin kötü adamı (COŞKUN)’ dan bir farkı yok, kendini rolüne öyle kaptırmış ki, masum, korumasız, kadınlara tecavüz ettiriyor, kundaktaki bebekleri öldürüyor, bıçağıyla öldürdüğü masum insanın kanını diliyle siliyor. Ermeniler yaşlı genç dememeden yaşlıları, çocukları öldürüyor, yakıyor, yıkıyorlar. Ben 3 yıldır yine aynı sahne oynanırken (oyun) değil de, o anı (gerçeği) yaşıyor, gözlerimden yaş akıtıyorum.. 1918 yılında Bayburt halkının çektiği Ermeni Mezalimini ben ve birçok insan yeniden yaşıyoruz. Dörtgözle bu zulme son verecek olan kahraman Türk Askerlerini ve Milis Kuvvetlerini ( Orduya destek veren, halktan insanlar ) bekliyorum. Ve işte geliyor! Geliyor! Geliyorlar!...
Ortalık (mahşer) yerine dönüyor. Türk Bayrağı ellerinde, “ALAH! ALLAH!” nidası dillerinde , Ermeni askerleri önlerinde Bir çok Ermeni Askerini öldürülüyorlar.
Esirler kurtarılıyor. (ARŞAK) Paşa ve yaveri kaçıyor. Final sahnesinde Bayburt’u düşmandan kurtaran Milis Kuvvetleri, şehitlerimizin üzerine Türk Bayrarığını örtmeleri bir kez daha beni göz yaşlarına boğuyor , ellerimi semaya kaldırıp ALLAH (cc)’a “bir daha Türk Milletine bu kötü günleri yaşatma” diye dua ediyorum….