Yükleniyor... Önceki Sayfaya Geri Dön

Hacı Şaban (Temur) Efendi Hazretleri

Hacı Şaban (Temur)  Efendi Hazretleri

Hacı Şaban Efendi’nin tam adı: Hacı Şaban ( TEMUR ) Efendi Hazretleri olup, 1317 ( 1901 ) yılında Bayburt’ta doğdu, babası Mustafa Efendi, annesi Fadime Hanımdır.

Kendisi El Rüfai Tarikatı’nın Üveysi kolunun Bayburt’taki Şeyhi olup, Hazreti Ebu Bekir ( R.A.) gibi bir kişiliği ile ün yapmıştır. Tüm toplumun her kesiminde sevilmiş, sayılmıştır.

15 Eylül 1992 Salı günü Hak’kın Rahmetine kavuşmuş olan Hacı Şaban Efendi Hazretleri’nin naşı, Şeyhi Kaleardılı Ahmed Baba Hazretleri’nin Kaleardı Mahallesi Mezarlığı’nda bulunan mezarının yanına defin edilmiştir.

Yakın yıllarda çevresi temizlenerek, mezarı üzerinde ünlü Bayburt yontma Sarıtaşından bir türbe yaptırılmıştır

( Veysel GİDER )

........................................................................................................................

* Ahlakını en üstün seviyede tutmaya uğraşmıştır

Hacı Şaban Veli Hazretleri Yüce ALLAH ( c.c.)’a ve diğer iman esaslarına gönlünün derinliklerinden inanmış, güzel bir Mümindir. İman ile ibadet arasındaki ahengide güzel kurmuş, ALLAH ( C.C.)’a ibadet etmeyi en güzel bir zevk haline getirmiştir.

Çevresini daima mutlu görmek istemiş, kırılan gönülleri onarmak için her türlü fedakarlığa katlanmıştır.

Yüce İslam Dinini insanların arasında yaşamıştır. Ahlak yönünden de Yüce Peygamber ( S.A.V. )’ini örnek olarak kabul etmiş, ahlakını en üstün seviyede tutmaya uğraşmıştır.

Peygamber ( S.A.V. )’imizin yaşayışından, ahlakından aldığı ilhamları cemiyete yansıtmaya uğraşmış, hayatında birçok kimseye örnek olmaya çalışmıştır.

Cemaatle namaz kılmayı ön planda tutmuş, yaşının ilerlemesine rağmen camilerde cemaatten ayrılmamıştır.

Onun yüksek şahsiyetini örnek alan Müslümanlar her yerde O’na saygılı olmuşlardır.

O’nnun meclislerinde oturmayı ve O’nun sohbetini dinlemeyi en büyük şeref telakki etmişlerdir.

Bayburt İli’nden olduğu gibi, diğer İllerden de bu Muhterem zata saygı duyarlar ve sohbet meclislerinde bulunmak isteyenler bir haylı çoğalmıştır.

Hacı Şaban Veli Hazretleri Tarikatı ve tasavvufuda kaynağından alarak en disiplinli ve güzel bir şekilde yaşamış ve çevresine de yaşatmaya çalışmıştır.

Hacı Şaban Efendi camilere ve mabetlere olduğu gibi dine ve Din Görevlisine karşıda özel bir sevgisi var idi.

Müftülüklerin manevi şahsiyetinide değerli bulur ve rencide etmezdi.

1899 tarihinde Bayburt’ta dünyaya gelen bu muhterem zat 93 yıllık ömrünü tüketerek 15 Eylül 1992 Salı günü Bayburt’ta vefat etmiştir. Kaleardı mezarlığında defnedilmiştir. ALLAH nur içinde yatırsın; mekanı Cennet olsun. Amin. 05 Ekim 1992

(İsmail CÖMERT- Bayburt Müftüsü)

........................................................................................................................

* Kendisine gerekli olanı Başkasına Tercih Ederdi

93 yıllık bir ömrün ibadet ve itaatla yoğrulmuş,kemaletini ikmal etmiş ömrünün son onbeş yılında muarefemiz başlamıştı, merhum Hacı Şaban Efendi ile.

Şüphesizki O bir beşerdi ama çakıl taşları arasında parlayan bir yakut gibiydi. Edepli şahsiyetinin altında şecaat (: yiğitlik ) arzeden zillet ve meskenetten uzak mutevazi kişiliği ile muhatabının kalbine her an sinyal veren manevi bir enerjiye sahibidi.

Şeriat ahkamına sadık ilim ve ülemaya saygılı devlet ve Milletine bağlı ifrat ve territden uzak hazmı geniş, engin, sabırlı, gösterişi sevmeyen sade kişiliği ile numune bir şahsiyetti.

Merhumun ibadet yönü sanki metafizik bir olaydı. Zikir halkasında doksanlık bir delikanlı saatlarca ayakta zikredip kalın paltosunun içinde ter döken, aynı elbise ile Bayburt’un 40 derecelik ayazı altında evine gitmesi, hastanede kolunda serum; “- Bana bir imam bulun...” diyerek, yatsı namazını kılması harikulade olaylarından bazıları idi.

Sofrada yer gibi görünen, aslında çok az yiyen ama sonuna kadar diz üstü oturup, insanların doymasını bekleyen, el ve ağız hareketleri ile tıpkı Saadet Sofralarının sahnesini sergiliyordu.

O’nun sağavet ve merhameti o kadar derindiki ( Kendisine gerekli olanı başkasına tercih eden ) Muhammed neslinin en samimi üyelerindendi. Evini soyan hırsız için: “- Eyvah !.. Bizim malımız bir Müslümanın günah işlemesine sebep oldu. “ diyerek, göz yaşı döktüğüne şahidiz.

Ya terbiyesi aman ALLAH”ım... Ben merhumun ayağını uzatarak oturmasına şahit olmadım. Sohbetlerinde de edep ve terbiyeye çok önem verirdi. O’nu birileri terbiye etmiş ama ne güzel terbiye etmişdi.

Veli insanlar keramete önem vermezler ama birkaç defa şahit olduğum olaylardan bir tanesini yazmak istiyorum:

Merhum Hacı Şaban Efendi, genelde Cuma ve bayram namazlarını Ulu Camii’nde kılardı. Bir Kurban Bayramı sabahı idi, ben vaiz için geniş bir hazırlık yapmıştım. Kürsüde notlarımı sıraya korken Hacı Şaban Efendi yeni camiye girdi, kürsünün karşısında bana dikkatle baktı ve ben hazırladığım üç sahifelik vaiz notlarımdan bir kelime dahi okumadan bir saatlik zamanımı : “ BİZ İNSANLARI EN GÜZEL SURETTE YARATTIK ” Ayeti kerimesiyle doldurdum. Vaizden sonra çok feyizli bir konuşma olduğuna dair tebrikler aldım.

Ağız benimdi; konuyu Hacı Şaban Efendi seçmişti.

Ruhu Şad olsun.

( Raşit BATTAL – m.Kur’an Kursu Öğreticisi )

........................................................................................................................

* Bir Yağmurla Yüce Rab’bine Kavuşmuştur

1990 yılının Ramazan ayı Kadir gecesi babaannem Güllü KÖSE’nin vefatında birinci günü Şingah Mahallesi odasında yasında iken, ikindi namazı vakti kapıdan içeri ak sakallı, yüzü nurlu bembeyaz, tertemiz görünüşlü bir ihtiyar’ın kolunda, sonradan öğrendiğimde oğlu İlhami Efendi olarak içeri girdiklerinde saray şeklindeki büyük odada büyük bir sessizlik hakim olmuş dışarda yağan yağmur sesini herkesin kalbine vuruyormuş gibi ses alıyorduk.

Bir an için ürpermiş, karşımda ilk defa gördüğüm bu zatın karşısında herkes gibi ayağa kalkarak O’nun, heybetiyle gelip oturmasını beklemiştim. Mahalle odasına hasta şekliyle gelmiş kederli ailemize başsağlığı dilemişti. Kısa bir konuşma yapıp ordaa bulunan cemaate, hiç unutamadığım şu nasihatları yapmıştı : “- İşte biz, Cenab-ı ALLAH’ın kulları bu hayatta imtihana tabi tutulmak için gönderildik ve fani dünyada toprağa düşen her bir yağmur damlası gibi ömrümüz su gibi akıp toprağa gireceğiz. Asıl ebedi hayatımızda toprağa yağmur gibi girdikten sonra süzüle süzüle amellerimizle Yüce Rab’bımıza kavuşacağız...”

Yağmur kelimeleri hala aklımda bir anı gibi... İşte bu büyük zat bir yağmurla Yüce Rab’bine kavuşmuştur.

Kendilerini ilk ve son görüşümdür. Odadan çıkarken yağmurda dinmişti. Şimdi yine yağmurlar dindi.

 Bayburt’un mübarek topraklarının her yağmur altında ıslanışında, gökten düşen yağmur tanelerinin her biri kadar Hacı ( Şaban ) Efendimizin Ruhu şad olsun.

( Celal KÖSE- 25.09.1992 )

Yazi dizisinin  tamamı Sayın Veysel GiDER' e aittir. Her Hangi bir internet sitesinde kullanılması yasaktır.

 




Adınız

  • Gökhan
    2 yıl önce

    0 0

    Küçuk yaşta babamda esnaf olduğu için hacı şaban veli efendiyi iyi tanirdim evinde ziyaret edip namaz kıldım duasını almak nasip oldu mekanı Alî olsun
    a.mehdi öztürk

    2 yıl önce

    h.şaban ef k.s bir söhbetinde şöyle dedi,kim annesine söz söylerse ahlaksızdır-kim annesini döverse imansızdır.!!
  • Ergun
    2 yıl önce

    0 1

    Allah rahmet eylesin.. hoca efendiyi hiç unutmadık. Mekânı cennet olsun.