Yükleniyor... Önceki Sayfaya Geri Dön

Osman Efendi

Osman Efendi

    Tarihçi alimlerden bir  zat  olup  Bayburtlu’ dur. Eserlerinden 1020  (1611)  tarihi  ricalinden  olduğu  anlaşılmaktadır. ( Mir’at-ı Cihan ) ismindeki eserinin münderecatı aşağıdadır :

    Unvan-ı evvel : Hak Teala’nın birliğini, ululuğunu, azametini, uluhiyyetini, arş-ı a’zamın icadını, yedi kat göğün, yedi kat yerin yaratılışını, meleklerin, ay, gün ve yıldızların vücuda gelmesini beyan eder.

    İkinci Unvan : Hazreti Adem ve Havva’nın vücuda geliş durumlarını, nesillerinden gelen Peygamber, Evliya, Meşayıh ve sair Zahid ve Mü’min kulları beyan eder.

    Üçüncü unvan : Padişahların ecdatları, dünyaya gelen padişahları, cihangirlik yolunda yürüyen pehlivanları ve şehidleri beyan eder.

    Dördüncü ünvan : Süleyman Peygamberin mu’cize ve hikayelerini, Hazreti Yusuf’un Zeliha ile olan kıssasını, İskender’in kırallığını, beyan eder.

    Beşinci unvan : Ka’be’nin yapılması sebebini, şerefini, Kudüs’ün yapılması ve evsafını, Şam’ın şerefini beyan eder.

   Altıncı unvan : Resulüllah ( S.A.V. ) Efendimizin Nübüvvetini, mu’cizelerini, mi’racını, Cihar-ı yar-ı güzin’in evsafını, zevcelerini, dostlarını ve ashabını beyan eder.

    Yedinci unvan : Kıyamet saatinde zuhur edecek alametleri, son zamanda İsrafil’in Sur’a üflemesi ve bütün mahlukatın yok olmasını beyan eder.

    Sekizinci unvan : Kıyamet gününde bütün mahlukatın haşr olup sual ve cevap olduğunu, Cennet ve Cehenneme müstehak olanları beyan eder.

    Ölüm tarihi ile defn edildiği yer tayin edilememiştir.

(BURSALI Mehmed Tahir Bey )

...................................................................................................................................

* “- Küçük Gölde Büyük Balık.”

Hacı Hasan Efendi Hac’cını yapmak için Hicaz’a gider, bir rüya görür, önce bir eve misafir olur, evin sahibi bir gençtir, O’na oğlu : “- Babanın vasiyetini yerine getir.. “der. Genç adam hemen koşarak gidip, bir kitap elinde geri gelir. Hacı Efendiye uzatır,Hacı Efendi kitabı eline alınca o gençten içmek için su ister. Bir taraftanda elindeki kitabı okumaya başlar... Ev sahibi bir bardak içerisinde getirdiği suyu Hacı Efendi’ye alıp,içsin diye uzatırsada, Hoca Efendi kitaba daldığı için suyu bir eline alarak: “- Oğlum, git sen yat...” der. Evsahibide gidip yatar. Sabah olunca kalkıp gelirki Hacı Oslu Hoca Efendi yatağa hiç girmemiş. Bir elinde su bardağı, diğer elinde ise kitap , hala dalgın dalgın okumasını sürdürüyor...

Hacı Hasan Efendi ile genç ev sahibi kalkarak birlikte Mescide giderler. Arap Alimi vaaz veriyor... “Fatiha” Süresine yedi türlü mana veriyor: “- İşte “Fatiha”nın manası budur...” diyerek sözünü bitiriyor. Hacı Efendi, olduğu yerden elini kaldırarak: “- İyi kafir oldun!..” diye seslenir.

Bir dahaki namazda Hacı Hasan Efendi’yi ileri verirler. Hasan Efendi, minbere çıkarak “Fatiha”ya yetmiş türlü mana verir: “- Bu Kel Hasan’ın gücü bu kadar yetiyor; Esas manasını Kahhar olan ALLAH bilir. Cebrail vasıtası ile Hazreti Muhammed (S.A.V.)’e bildirmiş. Her Alimse gücünce anlatır, lakin tam manasını veremez...” diyince, orada bulunan Arap Alimleri Hacı Efendi’nin memleketinin Bayburt olduğunu da öğrendiklerinden, O’nun için : “- Küçük gölde, büyük balık..” diyerek, takdir ederler.

( Hasan HAFIZOĞLU, Müftü Ahmet LİMANOĞLU’ndan)

...................................................................................................................................

* Bari Yakına Gel

Büyük dedem B. Ahmed Efendi, Sürmene’den fındık getirerek, bunları Bayburt’un Kırkpınar köyünde satıp, onların parasıyla aynı köyden buğday alarak, yüklenip Akşar’a kadar getirir.

O günlerde “kıtlık” olduğu için çoluk çocuğuna biraz katkı olsun diye ta oradan, sırtında iki tarafa yük taşır. Akşar’a gelince : “- Gelmişken, Hacı Efendi’yi bir göreyim.” Diyerek, Oslu Hoca’nın evinin yolunu tutuyor. Geliyorki Hoca Efendi Kur’an okuyor. Bir türlü işler yapıyor, olmuyor konuşamıyor... Nihayet selam verip (* Kur’an okuyana selam verilmez!),ilgisini çekmek istiyor. Hacı Efendi Kur’an’ı Kerim’i kapatarak : “- Oğlum Ahmed hoş geldin.” Diyerek, Ahmed Efendi’yi dinlemeye başlar: “- Sırtında çok yükün var, oda çoluk çocuk aç. Biraz daha fazla götürmek için can atıyorum..” Hacı Hasan Efendi,İlgiyle dinleyerek, şöyle karşılık verir : “- Oğlum Ahmed, hayvanımız yokki sana vereyim. Bari yakına gel!..” diyince O’da yanaşır, eline bir Ayet okuyarak, sırtını sıvazlayıp, omuzuna sürer.

Ahmed Efendi yük sırtında Ermene Köyü’ne gider velakin sırtında ağırlık hissetmez. Böylece oradan bir günde Sürmene’ye iner. Dedem anlatırdı da derdiki : “ – Onlar işte böyle büyük keramet sahibi zatlar idiler...”

( Hasan HAFIZOĞLU, Müftü Ahmet LİMANOĞLU’ndan )

 

Yazi dizisinin  tamamı Sayın Veysel GiDER' e aittir. Her Hangi bir internet sitesinde kullanılması yasaktır.

 




Adınız